10. Hukuk Dairesi 2020/10842 E. , 2021/4093 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2019/69-2020/149
Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz edenin sıfatına temyizin kapsam ve nedenlerine göre; davalı ...‘nün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dosya kapsamından, iş kazası sonucunda davacıda oluşan sürekli iş göremezlik oranının %52,00 olduğu, kazanın meydana gelişinde davacının %10 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda kalkınma kooperatifi ve TÜİK tarafından bildirilen ücretlerin ortalamasının alınarak davacının ücretinin asgari ücretin 2,6 katı olduğu kabulünden hareketle maddi zarar hesaplaması yapıldığı anlaşılmaktadır.
Usuli kazanılmış hak davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Somut olayda davacının 18/05/2017 tarihli hükmü temyiz ederken ücrete ilişkin bir temyiz itirazı ileri sürmediği, anılan hükümde davacının ücretinin asgari ücretin 2,04 katı olduğu kabulünden harketle maddi zararın hesaplandığı açıktır. Davacının 2,04 katı ücret yönünden bir itirazının olmaması, yapılan işin niteliği ve ücret araştırması ortalaması dikkate alındığında 2,04 katı ücretten daha düşük bir ücretin tespit edilmesine olanak bulunmadığı gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; mahkemece davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınarak davacının maddi zararının 368.519,00 TL olduğu, fazlaya ilişkin herhangi bir hakkının bulunmadığı kabul edilip buna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde davacının maddi zararının 486.242,19 TL olduğu tespitinden sonra taleple bağlı kalınarak karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesi kararının gerekçe bölümünde yeralan „Ancak taleple bağlı kalınmak suretiyle 368.519,00 TL maddi zarara hükmetmek gerekmiştir.“ rakam ve sözcüklerinin silinerek hükümden çıkarılmasına,
2-Davalı ...’ın temyiz incelemesine konu kararı temyiz etmediği, bu nedenle adı geçen davalı aleyhine ve fakat bu kez davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek hükmün maddi tazminata ilişkin ilk fıkrasının tamamen silinmesine ve yerine geçmek üzere "Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile; 368.519,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 30/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı ... yönünden davacının maddi tazminata ilişkin fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına," rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26/03/2021 gününde oybirliği ile karar verildi.