8. Hukuk Dairesi 2018/4600 E. , 2019/11390 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, vekil edeninin 674 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, komşu 673 parselin davalı ... adına kayıtlı olduğunu, taşınmaz üzerinde ev bulunduğunu ve bu evin vekil edeninin taşınmazına tecavüzlü olduğunu açıklayarak, davalıların vaki müdahalesinin önlenmesine ve tecavüzlü kısmın kaline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacıya ait 674 parsel sayılı taşınmaza, bilirkişi ...’ın 22.10.2014 tarihli rapor krokisinde A+B+C ile gösterilen kısımlara davalının haksız el atmasının önlenmesine, 22.10.2014 tarihli krokinin kararın eki sayılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve kal isteklerine ilişkindir.
Mahkeme tarafından her ne kadar yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki;
Dava dosyasının incelenmesinden, dava konusu 674 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına tam hisse ile kayıtlı olduğu, komşu 673 parsel sayılı taşınmazın ise davacı ..., davalı ... ve dava dışı ...adına paylı şekilde kayıtlı iken ... hissesinin 13.4.2007 tarihinde davalı ...’a satıldığı, dava konusu alanda yenileme kadastro çalışmalarının yapıldığı, bu çalışmalar neticesinde 674 parsel sayılı taşınmazın 127 ada 7 parsel, 673 parsel sayılı taşınmazın ise 127 ada 6 parsel numarasını aldığı, dosyaya, bilirkişi raporu ekinde, her ikisi de 22.10.2014 tarihli olmak üzere iki adet kroki ibraz edildiği, Ek-1 olarak dosyaya sunulan krokide, yenileme kadastrosu sonucu oluşan yeni duruma göre, Ek-2 olarak dosyaya sunulan krokide ise yenileme kadastrosundan önceki duruma göre tecavüzlü alanların gösterildiği anlaşılmaktadır.
1-Az yukarıda açıklandığı üzere, dava konusu alanda yenileme kadastrosu çalışmaları yapıldığı anlaşılmasına rağmen, Mahkeme tarafından yeni oluşan tapu kayıtları dosyaya celbedilmemiştir.
2-Davada kal isteği de bulunduğundan, tecavüzlü yapının üzerinde bulunduğu 673 parsel (yenileme ile 127 ada 6 parsel) sayılı taşınmazda paydaş olan dava dışı ...’ın davada davalı olarak yer alması gerekirken bu husus gözardı edilmiştir.
3- Dosyaya, bilirkişi raporu ekinde, her ikisi de 22.10.2014 tarihli olmak üzere iki adet kroki ibraz edildiği, Ek-1 olarak dosyaya sunulan krokide, yenileme kadastrosu sonucu oluşan yeni duruma göre, Ek-2 olarak dosyaya sunulan krokide ise yenileme kadastrosundan önceki duruma göre tecavüzlü alanların gösterildiği, Mahkeme tarafından 22.10.2014 tarihli krokinin kararın eki sayıldığı hükme yazılmasına rağmen infazda tereddüt yaratacak şekilde hangi krokinin esas alındığı belirtilmediği gibi, davada iki davalı bulunmasına rağmen “davalı” şeklinde hüküm tesis edilmiş ve hangi davalı hakkında ne hüküm verildiği konusunda duraksama oluşturulmuştur.
Hal böyle olunca Mahkemece yapılması gereken iş, tecavüzlü yapının üzerinde bulunduğu 673 parsel (yenileme ile 127 ada 6 parsel) sayılı taşınmazda, paydaş olan ...’ın davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre ve imkan verilmesi, dava konusu alanda yenileme kadastrosu çalışmaları sonucu oluşan yeni tapu kayıtlarının dosyaya celbi, gerekirse mahallinde yeniden keşif icrası, infaza elverişli krokili bilirkişi raporu alınması ve toplanmış ve toplanacak deliller çerçevesinde her bir davalı hakkında açık ve infaza elverişli hüküm kurulması iken bu hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Davalılardan ...’ın temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.