8. Hukuk Dairesi 2018/6620 E. , 2019/3137 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili; mülkiyeti vakfa ait bulunan 28156 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1567 m²"lik kısmının davalı tarafından kullanıldığını, bu kullanıma davacı idarenin izni veya muvafakati bulunmadığını, davalının kullanımının işgal mahiyetinde olduğunu, sözkonusu kullanıma karşılık olmak üzere 2012 yılı için tespit edilen 6.910,00 TL, 2013 yılı için ise 7.463,00 TL olmak üzere toplam 14.373,00 TL ecrimisilin ödenmesi hususunda davalıya yazı gönderildiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 14.373,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden dava konusu taşınmaza ilişkin ... 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/397 esas ve 2013/687 karar sayılı ilamı ile 01.01.2011 ila 31.12.2011 tarihleri arasına ilişkin 16.660 TL ecrimisil bedelinin hüküm altına alındığı ve kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından 13.10.20014 tarihinde onandığı anlaşılmaktadır.
Ecrimisil davaları haksız fiil benzeri davalar olup, ecrimisil miktarının en çoğu tam kar mahrumiyeti, en azı ise asgari kira bedelidir.
Yargıtayın yerleşmiş uygulamaları doğrultusunda önceki dönem için belirlenen ecrimisil miktarına Üretici Fiyat Endeksinin (ÜFE) tamamı yansıtılmak suretiyle belirlenecek miktardan az olmamak koşuluyla, bulunacak ecrimisilin hüküm altına alınması gerekir. Eğer kesinleşen döneme ÜFE uygulanmadan ecrimisil hesabı yapılacaksa bunun nedenleri bilirkişi raporunda somut verilerle açıkça belirlenmelidir.
Yine, Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarına göre; aynı yere ilişkin olarak önceki dönem ecrimisil bedeline ilişkin sonuçlanmış davalar bulunduğu takdirde; kural olarak önceki dönemin son dönemi için kabul edilen (ve kesinleşen) miktara ÜFE’nin tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktar, sonraki dönem ecrimisil bedelini oluşturur. Kural bu olmakla beraber sonraki dönemde taşınmazın bulunduğu yerde imar, sanayileşme, yerleşim vs. özel nedenlerle değişimden dolayı rayiç ve emsal kiralar arttığı takdirde kesinleşen döneme ilişkin değerler nazara alınmadan, toplanacak somut verilere göre yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak yeni dönem (sonraki dönem) ecrimisil bedeli belirlenerek hüküm altına alınabilir.
Açıklanan bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı tarafından 14.373 TL üzerinden harç yatırılmak suretiyle dava açılmış, 13.01.2015 tarihli bedel tamamlama ile 20.581 TL ecrimisil istenmiştir. 09.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda talep edilen dönemler için 8.461 TL belirlenmiş; davacı ve davalı vekillerinin itirazı üzerine birinci ve ikinci ek raporlar alınmış, ek raporlarda kesinleşen 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/397 esas ve 2013/687 karar sayılı ilamında hükmedilen 16.660 TL üzerinden TÜFE uygulanmak sureti ile 20.581 TL ecrimisil hesaplanmıştır. Mahkemece her ne kadar 09.10.2014 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de; davalı tarafça da 1567 m2’lik kısmın halen kullanımında olduğu kabulünde olduğu ve önceki döneme ilişkin kesinleşen ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin bilirkişi raporundaki miktarlar üzerinden TÜFE uygulanmak sureti ile bulunan ve davacı tarafça da bedel tamamlama harcı yatırılan 20.581 TL üzerinden kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.