8. Hukuk Dairesi 2019/2011 E. , 2019/3779 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : ... vd.
DAVALILAR : ..., ..., ...
DAVA TÜRÜ : Tapu İptal Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazineye İzafeten Cizre Mal Müdürlüğünü temsilen Mal Müdürü tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, dava konusu 98, 91, 82 parsel sayılı taşınmazlarda hissedar olan Sefer oğlu ... ve Reşit kızı ...’ın kim olduklarının bilinmedikleri, gerçekte hiç olmadıkları ve yaşamadıklarından bahisle tapularının iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir.
Davalı Hazineye izafeten Mal Müdürü; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; Davanın kabulü ile; dava konusu 82 parsel sayılı taşınmazın Reşit kızı ... adına olan (4/20) ve Sefer oğlu ... adına olan (4/20) kısımlarının tapu kaydının iptali ile taşınmazın tamamı 12 pay kabul edilerek, 4/12 payının Reşit oğlu ... adına 4/12 payının Reşit oğlu ... adına 1/12 payının Ömer kızı ... adına 3/12 payının Abdullah oğlu...adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 91 parsel sayılı taşınmazın Reşit kızı ... adına olan (4/20 ) ve Sefer oğlu ... adına olan (4/20) kısımlarının tapu kaydının iptali ile taşınmazın tamamı 12 pay kabul edilerek, 4/12 payının Reşit oğlu ... adına 4/12 payının Reşit oğlu ... adına 1/12 payının Ömer kızı ... adına 3/12 payının Abdullah oğlu...adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 98 parsel sayılı taşınmazın Reşit kızı ... adına olan (4/20) ve Sefer oğlu ... adına olan (4/20) kısımlarının tapu kaydının iptali ile taşınmazın tamamı 12 pay kabul edilerek, 4/12 payının Reşit oğlu ... adına 4/12 payının Reşit oğlu ... adına 1/12 payının Ömer kızı ... adına 3/12 payının Abdullah oğlu...adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm davalı Hazineye izafeten Cizre Mal Müdürü tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; TMK"nin 713/2 maddesinde düzenlenen “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK"nin 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir.
Kanunun açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (Yargıtay HGK"nin 10.04.1991 tarihli ve 1991/8-51 Esas, 194 Karar ile 15.04.2011 tarihli ve 2011/8-111 Esas, 2011/180 Karar sayılı ilamları). Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca "tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs değildir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, dava konusu 82, 91, 98 parsel sayılı taşınmazlara Ocak 1964 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, taşınmazlar senetsizden olup vergi kaydı da bulunmamakla Ahmet oğlu Reşit zilyetliğinde iken 1935 yılında ölümü ile evlatları Hüseyin, Ahmet, Abdullah, Seyran ve Adle’ye kaldığı Adle’nin 1950 yılında kocasız ölümü ile yegane varisi oğlu Mehmet’e bıraktığı Abdullah’ın da 1952 de ölümü ile karısı Fatma ve oğlu Abdulaziz’e terk ettiği tespit edilerek Reşit oğlu ..., Reşit oğlu ..., Reşit kızı ..., Sefer oğlu ..., Ömer kızı ..., Abdullah oğlu...adlarına çeşitli hisselerle 23.11.1968 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydının oluştuğu anlaşılmıştır. Yine dosya kapsamında beyanları alınan mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından da Ahmet oğlu Reşit’in Seyran ve Adle adında evlatları olduğu, böyle kişilerin var olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında; dosya içinde bulunan dava konusu 82,91,98 parsellere ait kadastro tutanaklarındaki bilgiler ile dosya kapsamına göre, tapu maliki Reşit kızı ... ve Sefer oğlu ...‘ın ismi, soy ismi ve baba adı, hatta dede adı belli tanınan ve bilinen kişi olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazineye izafeten Mal Müdürünün temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
08.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.