Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/128
Karar No: 2019/3788
Karar Tarihi: 08.04.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/128 Esas 2019/3788 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2019/128 E.  ,  2019/3788 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla)
    DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


    K A R A R

    Davacı ... vekili, tarafların 1994 yılında evlendiklerini,davacının evlenmeden önce Fransa’da işçi olarak çalıştığını, evlendikten sonra davalının da Fransa’ya geldiğini, Fransa’da çalışarak biriktirdikleri paralarla davaya konu Yalvaç 159 ada 33 parselde kayıtlı üç katlı apartmanı 1999 yılında aldıklarını fakat davalı adına kaydedildiğini, davalının 2002 yılında evi terkettiğini, ortak hesaplarındaki paranın tamamını çektiğini,davaya konu taşınmazı ise 15.05.2002 tarihinde kardeşi Süleyman’a devrettiğini, ayrıca davalının Yalvaç Şekerbank Şubesindeki 310-1293 nolu ortak hesaptaki 5000 Fransız Frangı tutarındaki parayı da çektiğini açıklayarak, 159 ada 33 parselde kayıtlı üç katlı apartman için şimdilik 10.000 TL, Şekerbank’taki ortak hesapta bulunan döviz için 1000 TL olmak üzere toplam 11.000 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... cevap dilekçesi vermemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, 11.000 TL’nin dava tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.
    01.01.2002 tarihinden önce 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi"nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM mad.170). TKM"de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı Kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu"nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanun"un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK mad.544, TBK mad.646).
    Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM mad.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM mad.189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir.
    Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vb.) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtayın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir.
    Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 Sayılı TKM"nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacağı miktarları hesaplanmalıdır.
    Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Tasfiyeye konu birden fazla malın bulunması durumunda, her biri için aynı yöntem uygulanır.
    Somut olaya gelince; eşler, 09.08.1994 tarihinde evlenmiş, 11.02.2002 tarihinde yabancı mahkemede açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, Türkiye’de tanınmasına ilişkin kararın kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK"nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu üç katlı apartmanın, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 24.06.1999 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiş, davalı 15.05.2002 tarihinde bu taşınmazı kardeşi Süleyman Köse’ye satış yoluyla devretmiştir. Davacı kadın, çalışarak elde ettiği gelirle katkıda bulunduğunu iddia etmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 Sayılı TMK mad.179).
    Mahkemece; davacı tanıklarından Mehmet Kabuloğlu’nun beyanına dayanarak , taşınmazın 13.500 TL’ye alındığı, 9000 TL’sini davacının kendisine elden verdiğini, bununla davacının taşınmazın edinilmesine katkıda bulunduğu, tarafların Şekerbank’taki ortak hesaplarındaki 5000 Frank’ın 19.08.1997 tarihinde çekildiği, bunun o tarihteki değerinin 132.635.000 TL olduğu, bunun yarısı da davacının taşınmazın edinilmesine katkısı kabul edilerek, taşınmazın devir tarihindeki değeri esas alınmak suretiyle davaya konu taşınmaz sebebiyle 69.528,71 TL katkı payı alacağı hesaplanıp taleple bağlı kalınarak 11.000 TL alacağa hükmedilmiş ise de, verilen karar Dairenin ilke ve uygulamalarına uygun değildir. Dosya kapsamına göre, her iki tarafın taşınmazın edinim tarihinde çalışarak gelir elde ettikleri anlaşıldığına göre, yukarıda bahsedilen Dairemizin ilke ve uygulamalarına göre gelirler üzerinden katkı payı alacağı hesabı yapılması gerekirken, kaynağının ne olduğu belli olmayan 9000 TL"nin davacının kişisel katkısı kabul edilmesi ve sadece bir tanık beyanına dayanılmak suretiyle katkı payı alacağına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    Ayrıca, davacı vekili 10.11.2015 tarihli celsede, davayı ıslah etme durumunu belirtmiş, son celse de katkı payı alacağının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi talep etmiştir. Alacağın belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmadan, ıslah yönünde davacıya süre ve imkan da tanınmadan, Mahkemece hesaplama yapılması taleple bağlı kalınmak suretiyle karar verilmesi de doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 Sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 388/4. ve 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine,
    08.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi