8. Hukuk Dairesi 2016/7813 E. , 2019/3884 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVACI(3.Kişi) : Barbaros Marine Ltd. Şti.
DAVALI(Alacaklı) : ....
(Borçlu) : 1
DAVA TÜRÜ : İstihkak, Tasarrufun İptali
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup hükmün davacı 3.kişi vekili ile davalı alacaklı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi gider olmadığından reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili, hacze konu geminin vekil edeni tarafından satın alındığını, geminin ABD siciline kayıtlı olduğunu, ABD bayraklı geminin malikinin hangi firma olduğunun ABD Konsolosluğundan sorulmadan ve sanki tekne Türk firmasına aitmiş gibi haciz ve muhafaza yapıldığını belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, teknenin devrine ilişkin işlemin muvazaalı olduğunu, davacı ile borçluların birbirlerini tanıdıklarını ve ticari ilişki içinde olduklarını, davacının borçlunun aciz halinde olduğunu bildiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, haczedilen teknenin borçlu Eray"ın sahibi olduğu şirket adına kayıtlı olduğu, borcun doğumundan sonra davacı üçüncü kişi şirkete satıldığı, satışın geçerli olduğu, satış bedelinin ödendiğine dair herhangi bir belgenin sunulmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili ve davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Davacı 3.kişi şirketin ABD şirketi oluşu, davaya konu geminin ABD siciline tescil edilmiş olması nedeni ile dava konusu uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı açıktır. O halde davada; hukuki ilişkinin tarafları (öznesi) yönünden, yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukuk, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunda düzenlenmiştir. (MÖHUK.m.1)
Hakim, Türk Kanunlar İhtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygular. (MÖHUK. M.2/1) Bu itibarla öncelikle mülkiyet açısından davaya konu geminin mülkiyetinin hangi hukuka göre belirleneceğinin tespiti önemlidir.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 22.maddesi taşıma araçları üzerindeki ayni haklara ilişkindir. Davacının iddia ettiği mülkiyete ilişkin itirazlar iş bu madde uyarınca belirlenecek hukuka göre çözümlenecektir.
MÖHUK 22/ 1 . maddesine göre; hava, deniz ve raylı taşıma araçları üzerindeki aynî haklar, menşe ülke hukukuna tâbidir. Menşe ülke ise, hava ve deniz taşıma araçlarında aynî hakların tescil edildiği sicil yeri, deniz taşıma araçlarında bu sicil yeri yoksa bağlama limanı, raylı taşıma araçlarında ruhsat yeridir.(MÖHUK M. 22/2)
O halde, Mahkemece yapılacak iş; öncelikle tarafların kendi milli hukukunda bulunan konuya ilişkin tercüme edilmiş kanun maddeleri, ilgili bilgi ve belgeler ile olayın çözümü için gerekli olan tüm dökümanları mahkemeye sunmaları için taraflara süre ve imkan tanınması, gerekirse Yabancı Hukuk Hakkında Bilgi Edinilmesine Dair Avrupa Sözleşmesi hükümlerinden de yararlanılması, 5718 sayılı MÖHUK"un ilgili maddelerinin olayın çözümünde göz önünde tutulması, tarafların milli hukukuna göre gerekli bilgi ve belgeler ile kanun maddelerinin Türkçe örnekleri sağlandıktan sonra dosya tomarıyla birlikte Devletler Hususi, İcra İflas ve Deniz Ticareti konusunda uzman bilirkişiye verilmek suretiyle olayın çözümüne ve menşe ülke hukukuna uygun gerekçeli tarafların ve Yargıtayın denetimine açık rapor alınması, ondan sonra oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, menşe ülke hukuku göz ardı edilerek karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK"nin 366. ve 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelemesine yer olmadığına, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 09.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.