8. Hukuk Dairesi 2018/15569 E. , 2019/848 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
... A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin eşi Durkadın Atın"ın dava konusu 583 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduğunu, taşımaz ile ilgili yapılan kadastro uygulamaları sırasında hata yapılarak taşınmazın 1/3 hissesinin kimlik bilgisi olmayan ... adlı kişi adına tescil edildiğini, ... adlı kişinin aslında hiç var olmadığını, bu yanlışlığın düzeltilmesi konusunda Tapu Sicil Müdürlüğüne müracaat edildiğini, tapu müdürlüğünce ... adlı kişinin kimlik bilgisinin mevcut olmaması nedeniyle dava konusu hissenin yasa gereği tasarruf yetkisinin ...Müdürlüğü Kayyım Bürosu Başkanlığına ait olduğunu bildirdiklerini, ...Müdürlüğü Kayyım Bürosunun 08/07/2011 tarihli yazısı ile taşınmazın kullanımı nedeniyle 10 yıllık kira bedeli 5.440,00 TL’nin ödenmesi için müvekkiline ihbarname gönderildiğini, müvekkili tarafından bu ihbarnameye itiraz edildiğini, müvekkilinin haciz baskısı nedeniyle davalıya 1.000,00 TL ödeme yaptığını ileri sürerek dava konusu 583 parselin, müvekkilinin kullandığı tarihten başlamak üzere yeniden kira bedelinin tespit edilmesine, belirlenen kira bedelinden müvekkilinin ödemiş olduğu miktarın mahsup edilmesine, ödenen kira bedelinin tespit edilecek miktardan fazla çıkması halinde yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdatına, davalının talep ettiği geri kalan kısım için müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir .
Davalı vekili, dava konusu taşınmaz maliklerinden ... ve mirasçılarına müvekkili idarenin ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/183 Esas ve 2011/524 sayılı Kararı ile kayyım olarak tayin edildiğini, tapu kayıtlarında hissedarın belli olduğunu, davacının taşınmazda işgalci olduğunu, davacının Kayyımlık Bürosuna verdiği dilekçe ile tazminat bedelini 6 taksitte her ay 1.000,00 TL ve en soy ay 440,00 TL olarak ödemek istediğini bildirdiğini, borcu kabul ve ödemeyi taahhüt ettiğini, 3.000,00 TL bedeli de ödediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; ecrimisil ve menfi tespit istemine ilişkindir.
1. Mahkeme, davacı tarafından dava konusu edilen borcun kabul edildiği gerekçesiyle davanın reddi yönünde hüküm tesis etmiş bulunmaktadır. Davacının ihbarname sonrasında taksitlendirme talebinde açık bir borç kabul beyanı bulunmamaktadır, davalı kuruma bir miktar ödemede bulunmuş olması da açık bir borç kabulü niteliğinde değildir .
2. Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir .
Mahkemece, ihbarnameye konu dönemde, dava konusu taşınmazın tarla vasfında olduğu da gözetilmek suretiyle, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda usulüne uygun rapor alınıp, ecrimisil alacağı belirlenip, yapılan ödemeler de dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir .
SONUÇ: Yukarıda ( 1 ) - ( 2 ) no’lu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24 .01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.