8. Hukuk Dairesi 2018/3006 E. , 2019/1674 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, tapu iptal ve tescile ilişkin mahkeme kararı ile 3/8 hissesi müvekkili adına kayıt edilen 2 numaralı bağımsız bölümden davalıların kiraya vermek suretiyle yararlandığını belirterek miras bırakanları Müfit Kaya ile davalıların miras bırakanı ... ...nın ölüm tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL ecrimisil bedeline karar verilmesini talep etmiş , 04/03/2014 tarihli dilekçe ile miras bırakan Müfit Kaya"nın ölümü nedeniyle müvekkile intikal edecek olan hakkındaki taleplerini saklı tutarak ecrimisil talebini 98.842,50 TL’e arttırmıştır.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ve talep arttırım dilekçesine karşı beyan dilekçesinde, zamanaşımı def’i ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 81.401,00 TL ecrimisil bedelinin 18.720,00 TL"sinin 03.03.2009 tarihinden,19.994,00 TL"sine 03.03.2010 tarihinden, 20.520,00 TL"sine 03.03.2011 tarihinden, 22.167,90 TL"sine 03.03.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza yönelik ecrimisil istemine ilişkindir.
Ayrıca belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Belirtilmesi gereken diğer bir husus ise, mahkeme tarafından kabul kararı verilebilmesi için, dava konusu taşınmazların, davalıların kullanımında olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde ispat edilmesi gerektiğidir.
Somut olayda; davacı tarafından davalılar aleyhine 22/01/2003 tarihinde açılan ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/387 Esas ve 2011/36 Karar sayılı dosyada verilen 08/02/2011 tarihli karar ile 2 numaralı bağımsız bölümün davalıların miras bırakanı ... .. adına olan tapusunun iptali ile 6/16 payının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesi üzerine 26/04/2012 tarihinde 2 numaralı bağımsız bölümün 3/8 payı davacı adına, 5/8 hissesi davalıların miras bırakanı adına tapuda kayıt ve tescil edilmiştir. Dava konusu bağımsız bölümün dükkan vasfında olduğu ve davalılar tarafından üçüncü kişiye kiraya verildiği, kira bedelinden davacının payına düşen kısmın davacıya ödenmediği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda dava konusu dükkan için davacı yararına ecrimisil takdir edilmesinde isabetsizlik yoktur.
Dava açılış şekli itibariyle belirsiz alacak davasıdır. Davacının yaptığı ıslah olmayıp, talep artırımı ile alacağın belirli hale getirilmesidir. Belirsiz alacak davasının bütün türlerinde dava açılmakla zamanaşımı kesilir. Talep artırımına karşı yapılan zamanaşımı def’i hukuki sonuç doğurmaz. Mahkemece hükme esas alınan 15/12/2014 tarihli bilirkişi 4. ek raporu ile talep arttırım dilekçesinin ibraz tarihinden itibaren geriye dönük beş yıl için hesaplama yapılması bu yönüyle doğru değil ise de temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır. Ne var ki; aynı raporun ilk sayfasında “2.İşgal Tazminatı Hesaplaması” başlığı altında yapılan hesaplamada 04/03/2009 – 03/03/2010 tarihleri mükerrer yazılmak suretiyle maddi hata yapıldığı, yapılan hatanın sonraki dönemlere ait hesaplamaları da etkilediği anlaşılmaktadır. Bu durumda temyiz edenin sıfatı,temyiz nedenleri ve usuli kazanılmış hak gözetilerek aynı bilirkişilerden yeniden rapor alınmak suretiyle 04/03/2009 ila 25/09/2012 arasına ait ecrimisil bedeli belirlenmesi gerekirken bundan zuhul ile hatalı bilirkişi raporuna değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 20.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.