Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/501
Karar No: 2019/1688
Karar Tarihi: 20.02.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/501 Esas 2019/1688 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2017/501 E.  ,  2019/1688 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla)
    DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R


    Davacı ... vekili, tarafların 237 ada 18 parsel sayılı taşınmazı 1997 yılında birlikte satın aldıklarını, söz konusu taşınmaz davacının babası adına kayıtlı iken ölümünden sonra açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu yapılan satış işleminde taraflarca birlikte alındığını, davacının zaten mirasçı olması nedeniyle kendi hissesi için para ödenmediğini, diğer mirasçıların hissesine ait satış bedelinin ödenmesi için davacının ve çocuklarının çalışarak biriktirdikleri paranın kullanıldığını açıklayarak mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 2.000 TL katkı payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 14.06.2016 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ile talebini 35.189 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne 35.189-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.
    01.01.2002 tarihinden önce 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi"nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM mad.170). TKM"de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı Kanun"un 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu"nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanun"u, Medeni Kanun"un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK mad.544, TBK mad.646).
    Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM mad.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM mad.189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir.
    Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vb.) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay"ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir.
    Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 Sayılı TKM"nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacağı miktarları hesaplanmalıdır.
    Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Tasfiyeye konu birden fazla malın bulunması durumunda, her biri için aynı yöntem uygulanır.
    Somut olaya gelince; eşler, 18.10.1981 tarihinde evlenmiş, 05.07.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK"nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu 237 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 2/5 hissesi ... Baygın isimli 3.kişi adına ve 3/5 hissesi davacının babası Kemal Keleş adına kayıtlı iken, eşler arasında mal ayrılığının rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan izale-i şüyu satışına istinaden 12.10.1999 tarihinde satış yoluyla, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 Sayılı TMK mad.179).
    Mahkemece, hükme esas alınan 14.04.2016 tarihli hesap bilirkişi raporundan hareketle 35.189 TL"ye hükmedilmişse de, bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, anılan raporda, öncesinde taşınmazın 3/5 hissesi davacının babası Kemal Keleş adına kayıtlı olduğundan ve miras yoluyla davacıya intikal ettiğinden taşınmaz bedelinin 3/5"ine isabet eden 25.135 TL"nin davacının kişisel malı olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının zaten mirasçı olması nedeniyle kendi hissesi için para ödenmediğini belirtmiştir. 24.05.2016 havale tarihli beyan dilekçesinde ise, davalının ihale bedeli olan parayı satış memurluğuna ödediğinin doğru olduğunu, sonrasında ihale sonucunda yatırılan para tüm mirasçılara dağıtıldığında eşine düşen miktarı da davalının aldığını ifade etmiş olup, bu iddiasını dosyadaki delillerle kanıtlayamamıştır. Dolayısıyla dava konusu taşınmazdaki davacıya babasından intikal eden hissesinin de davalı tarafından bedeli ödenmek suretiyle satın alındığının ve davalının kişisel malı olduğunun kabulü gerekir. Hükme esas alınan raporda davacının kişisel malı olduğu kabul edilerek, bu doğrultuda hesaplama yapılmış olması doğru olmamıştır. Bundan ayrı, yine anılan raporda, 743 sayılı Yasa"nın 152.maddesine göre kocanın tasarruf edebileceği kısmın gelirinin % 40"ı, kadının tasarruf edebileceği kısmın gelirinin % 60"ı olduğu belirtildikten sonra katkı payı alacağı hesaplanırken % 60 tasarruf oranının direkt katkı oranı olarak kabul edilerek hesaplama yapılmış olması da doğru değildir.
    Mahkemece, yukarıda belirtilen Daire ilke ve uygulamalarına göre her iki tarafın çalışarak gelir elde ettikleri gözetilip gelirlerine ilişkin bilgi ve belgelerin dosyaya kazandırılması, taraf gelirleri üzerinden tarafların katkı oranlarının usulüne uygun olarak tespit edilmesi, taraf gelirlerinin net olarak belirlenmesi durumunda TMK"nin 4. TBK"nin 50. maddesi uyarınca açıklanan hususlar da göz önünde bulundurularak, davacının katkı oranının hakkaniyete uygun şekilde takdir edilerek belirlenmesi, bu katkı payı oranı ile dava tarihindeki taşınmazın sürüm (rayiç) değeri çarpılarak taşınmazın belirlenen bedelinin tamamı üzerinden katkı payı alacağının hesaplanması, gerekirse konusunda uzman hesap bilirkişisinden tarafların ve Yargıtay"ın denetimine açık, denetlenebilir ve gerekçeli rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve hesaplama içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi