8. Hukuk Dairesi 2019/183 E. , 2019/1804 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş, bu kez davacı vekili ve davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı 31.07.2015 tarihli yazılı kira akdine dayanarak 26.04.2017 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile aylık 25.000,00 TL"den 2016 yılı Kasım ayından 2017 yılı Nisan ayına kadarki kira alacağı 150.000,00 TL"nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 06.09.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili 11.09.2017 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkilinin takip alacaklısına borcu bulunmadığını, sözleşmede bazı cadde ve sokakların kapatılması halinde ödenmesi gereken aylık kira bedelinden bu işletme zararının mahsup edileceğinin bildirildiğini, daha önceden bu mahsuplar kabul edilerek aylık kiralara yansıtılmak suretiyle düşük ödeme yapılmışken, her ne oldu ise müvekkili tarafından verilen mahsup dilekçelerinin işleme sokulmadığı gibi taleplerine dahi cevap verilmeyerek temerrüde düşürülmeye çalışıldığını, müvekkili tarafından kira borcu olduğu bilinmekle ve karşı yana bu borcun mahsuplar yapıldıktan sonra ödeneceği defalarca kez bildirilmiş olmasına rağmen hiç ödenmemiş gibi takip başlatıldığını bildirerek alacağa, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, kira bedellerinin düşürülmesi için karşı taraf ile yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığı ve yapılan ödemelerin dikkate alınmadığı şeklindeki sebepler ile feshin haksız olduğu yönündeki beyanların yargılamayı gerektirdiği, sınırlı inceleme yetkisi bulunan İcra Mahkemesinde bu iddiaların ileri sürülemeyeceği, dolayısıyla alacaklı tarafın takip konusu alacağını tahsil edemediği anlaşılmakla davacının itirazın kaldırılmasına yönelik talebinin kabulüne ve takibin devamına, davalı yasal süre (30 gün) içinde kira borcunu ödemediğinden davalının tahliyesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalının icra takibine itirazında, borcunun bulunmadığını belirterek, borca itiraz etmiş olup, takibe konu kira sözleşmesindeki imzasına açıkça itiraz etmediğinden, kiracılık ilişkisi ve kira bedelinin kesinleştiği, buna göre davalının kira bedelinin ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini İİK’nin 269/c maddesindeki belgelerle ispat etmesi gerekirken, davalı tarafından bu nitelikte bir belge ibraz edilmediği, davalının itirazında ileri sürdüğü kira bedelinden mahsup yapılması gerektiği iddiasının dar yetkili icra mahkemesinde değerlendirilmesinin de mümkün olmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesinin itirazın kaldırılmasına ilişkin kararında isabetsizlik bulunmadığını, öte yandan 30 günlük ödeme süresinin geçmesi beklenmeden ve temerrüt gerçekleşmeden 28.09.2017 tarihinde tahliye isteminde bulunulduğu, kararın tahliye yönünden usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kaldırılmasına, tahliye isteminin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davacı tarafın tahliyeye yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Takipte dayanılan ve karara esas alınan 31.07.2015 tarihli 3 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar 12. maddesi ile “İhale edilen otoparklardan herhangi birisinin belediye tarafından otopark listesinden çıkartılması durumunda çıkartılan otoparkın kapasitesine göre kira bedeli belirlenerek yıllık kira bedelinden düşülecektir. Otopark alanlarının elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, asfalt, kaldırım vb. çalışmalar nedeniyle kullanılamaması ya da inşaat izni verilmesi nedeniyle inşaat süresince kiralanan alanın kısmi olarak kullanılamaması gibi durumlarda, belediyenin onayı ile çalışılmayan kapasite ve günler yıllık kiradan düşülecektir” düzenlemesine yer verilmiştir. Davalı borçlu şirket vekili itiraz dilekçesinde, sözleşmede bazı cadde ve sokakların kapatılması halinde ödenmesi gereken aylık kira bedelinden işletme zararının mahsup edileceğinin bildirildiğini, ancak mahsup taleplerinin kabul edilmediğini ileri sürmüştür. Bu durumda kira sözleşmesinin 12. maddesinin değerlendirilerek kira borcunun belirlenmesi ve buna göre alacağa ilişkin uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davacının itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tahliyeye yönelik temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nin 373/1. maddeleri uyarınca itirazın kaldırılması yönünden BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın temyiz edene iadesine 21.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.