8. Hukuk Dairesi 2020/3202 E. , 2021/982 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ölüme Bağlı Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar ..., ... ve ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile 60.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsili isteğinde bulunmuş, talebini 106.125 TL olarak artırmıştır.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, karar tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte 76.875 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 2017/15045 Esas, 2017/12645 Karar sayılı ilamı ile, davacılar vekilinin 218 ada 1 parseldeki 2 nolu bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde,davanın diğer mirasçılar tarafından sağ eşe karşı açılan ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile katkı payı alacağı isteğine ilişkin olduğu, HMK"nin 33.maddesine göre; davacılar vekilinin dava dilekçesinde, malların edinilmesinde vekil edenlerinin annelerinin de katkısının bulunduğunu bildirip edinilmiş malların tasfiyesini istediğine göre talep içinde katkı payı alacağı talebi de olduğu,dosya arasındaki bilgi ve belgelere göre, davacıların miras bırakanı olan ölen eş çalışıp emekli olan, belli ve düzenli geliri olan bir kişi olduğu, bu nedenle mirasbırakanın evlilik tarihinden 2 nolu bağımsız bölümün fiili olarak senetle satın alındığı ve parasının ödendiği 28.12.2001 fatura tarihine kadarki gelirleri ile davalı eşin gelirleri belirlenerek Dairemiz ilke ve esaslarına göre katkı payı alacağının hesaplanması, hesaplama yapılırken davacıların miras paylarının da göz önünde bulundurulması ve taleple bağlı kalınarak hasıl olacak sonuca göre katkı payı alacağına hükmedilmesi gerektiği, davalı vekilinin 268 ada 171 parseldeki 39 nolu bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, eksikten getirtilen Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/156 Esas, 2012/196 Karar sayılı dosyasının incelenmesi neticesinde; davacılardan ... "ın 39 nolu bağımsız bölümde miras bırakanın ölümünden sonra yaptığı iyileştirmeler nedeniyle tazminat isteğinde bulunduğu, yapılan yargılama neticesinde davacının onarım masrafı yönündeki talebinin kısmen kabulü ile 5.806 TL onarım masrafının iş bu dosya davalısı olan sağ eşten tahsiline karar verildiği ve kararın 24.12.2012 tarihinde kesinleştiğinin belirlendiği,anılan iyileştirmelerin mal rejiminin sona erdiği miras bırakanın ölümünden sonra yapıldığı anlaşıldığına göre, temyize konu mal rejiminin tasfiyesi davasında davalının mükerrer ödeme yapmasının önüne geçmek için söz konusu iyileştirmeler nedeniyle taşınmazda oluşan değer artışı düşüldükten sonra kalan miktarın tasfiyeye dahil edilerek bu miktar üzerinden davacıların katılma alacağının belirlenmesi gerektiğine işaret edilerek, davalının bunun dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine de karar verilmek suretiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile, 74.697,75 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle, 21.763,12 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacılar vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12.maddesi "(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." hükmünü amirdir.
Mahkemece, hükümde kabul edilen tutarın 74.697,75 TL olduğu kabul edilerek, bu miktar üzerinden davacı lehine vekalet ücreti, reddedilen tutarın ise 31.552,25 TL olduğu kabul edilerek bu kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücreti hesaplandığı, yargılama giderlerinin ise bu miktarlar üzerinden kabul-ret oranına göre belirlendiği, davacılar vekilinin dava dilekçesinde, 60.000 TL alacak talep ettiği, bu talebini 106.125 TL olarak artırdığı,bozma sonrası verilen kararda davacı lehine toplam 96.460,87 TL alacağa hükmedildiği, mahkemece, kabul edilen 96.460,87 TL üzerinden davacı lehine, reddedilen 9.664,13 TL üzerinden davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi, yargılama giderleri hakkında hüküm verirken de bu miktarlar gözetilerek hüküm kurulması gerekirken , yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ise de, bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazları yukarıda 2 nolu bentte gösterilen nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile, hüküm fıkrasındaki “Kabul edilen 74.697,75 TL üzerinden hesaplanan hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre 10.510,71 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine “Kabul edilen 96.460,87 TL üzerinden hesaplanan hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre 13.113,78 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin yazılmasına, “Reddedilen 31.552,25 TL üzerinden hesaplanan ve hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye 6göre 4.782,84 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına yerine “Reddedilen 9.664,13 TL üzerinden hesaplanan nisbi vekalet ücretinin hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre maktu vekalet ücretinin altında kaldığı anlaşıldığından 3.400 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibaresinin yazılmasına, "Davacı tarafından sarf edilen TL yargılama giderinin red/kabul oranına göre hesaplanan 1,608 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine "Davacı tarafından sarf edilen 3.307 TL yargılama giderinden red/kabul oranına göre hesaplanan 3.005,73 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibarelerinin yazılmasına, hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"nin 438/7.fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"nin 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 08.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.