Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/7626
Karar No: 2021/1069
Karar Tarihi: 09.02.2021

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7626 Esas 2021/1069 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/7626 E.  ,  2021/1069 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Asıl Dava: Elatmanın Önlenmesi, Kal

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Asıl dosyada davacı/birleşen dosyalarda davalı, 961 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, komşu 960 parsel sayılı taşınmazın ise davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu, taşınmazlarda öncesinde, davalı ve dava dışı ... ile malik iken, aralarında yaptıkları 1999 tarihli taksim sonucu 961 no"lu parselin kendisine, 960 no"lu parselin ise davalıya düştüğünü, davalının ev ve ahırının bir kısmının kendi parseline taşkın olduğunu belirterek, davalının yapmış olduğu müdahalenin men"ini, ev ve ahırın taşkın kısımlarının kendisine verilmesini, bu mümkün değil ise, ev ve ahırın yıkımına karar verilmesini istemiş, birleşen davaların ise reddini savunmuştur.
    Asıl dosyada davalı/birleşen dosyalarda davacı, dava konusu yerlerin bir bütün halinde iken, ortak murisleri babaları tarafından evlerin yapıldığını ve taksim krokisinin buna göre çizildiğini, 1974 yılından bu yana dava konusu evde oturduğunu, davacının ise 1977 tarihinde yine muris tarafından kendisine verilen evde oturduğunu, davacının 2012 yılında ölçüm yaptırması sonucu kendi evinin ve deposunun davacının parselinde kaldığının anlaşıldığını belirterek yerin bedeli evin bedelinden az olacağı için temliken tescil talebinde bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuş, bozmadan sonra açılan 2013/94 Esas sayılı birleşen dosyası ile, bilirkişi raporu uyarınca belirlenen taşınmazın 47,67 m2 lik kısmının tapusunun iptali ile adına tesciline, davacının kendi parseline yaptığı 9.91 m2 lik kısma yaptığı tecavüzün önlenmesine, taşan kısımların kal’ine ve ecrimisile hükmedilmesine, 2016/90 Esas sayılı birleşen dosyası ile de, yine bilirkişi raporunda belirtilen 2013/94 Esas sayılı dosyasındaki talepleri dışında kalan kısımların tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, ilk hükümle, davanın kısmen kabulüne, 961 nolu parselin 960 parsel maliki tarafından yapılan 47.67 m2"lik tecavüzlü kısımdan müdahalenin men"ine, davacı tarafın kal talebinin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 06.11.2014 tarihli ve 2014/883 Esas 2104/17004 Karar sayılı ilamı ile, davacının ahıra ilişkin talebi hakkında olumlu-olumsuz bir hüküm kurulmadığı, davalı tarafın cevap dilekçesinde, temliken tescil savunmasında bulunduğu ve bu konuda ayrıca bir dava da açtığı (Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/574 E. sayılı) anlaşıldığı halde davalı tarafın bu yöndeki savunması bakımından herhangi bir araştırma yapılmadığı, ayrıca, dava konusu taşınmazların bulunduğu köyde yenileme kadastrosu çalışmaları yapıldığı bildirildiğine göre yenileme çalışmaları sonucu taşınmazların sınırlarının değişmesi ihtimalinin dikkate alınmadığı gerekçesi ile karar bozulmuştur. Mahkemesince, bozmaya uyma kararı verilerek, yeniden yapılan yargılama neticesinde, davacı / birleşen dosyada davalının davasının kısmen kabulüne, 153 ada 2 nolu parsele fen bilirkişisinin 30.06.2015 tarihli raporunda kırmızı renkle (a) harfi ile belirtilen 0059.32 m2"lik, yeşil renkle (b) harfi ile gösterilen 0109.80 m2"lik, alana davalı- birleşen dosyada davacı 153 ada 1 nolu parsel maliki tarafından yapılan müdahalenin men"ine, davacı/birleşen dosyada davalının kal talebinin reddine, davalı-birleşen dosyada davacının temliken tescil talebinin, men"i müdahale ve kal talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Asıl ve birleşen davalar, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve temliken tescil isteklerine ilişkindir.
    1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalı/birleşen dosyada davacı vekilinin tüm, davacı/birleşen dosyada davalı vekilinin kal talebinin reddi dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Davacı/birleşen dosyada davalının kal talebinin reddine ilişkin temyiz itirazlarına gelince,
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 961 parsel sayılı taşınmazın (yeni 153/2 ) davacı, komşu 960 parsel sayılı taşınmazın (yeni 153/1) ise davalı adına kayıtlı olduğu, mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu davalıya ait ev ve ahırın bir kısmının davacıya ait 961 parsel sayılı taşınmazda kaldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; başkasının taşınmazına, temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Medeni Kanunun 684 ve 718. madde hükümleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüzü) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Yasa koyucu bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmamış Medeni Kanunun 722, 723, 724. maddelerinin özel hükümleri ile düzenlemeyi uygun bulmuştur.
    Türk Medeni Kanunu"nun 723. maddesi uyarınca ödenecek olan tazminatın tutarı malzeme malikinin iyiniyetli olup olmamasına göre değişir. TMK"nin 723. maddesinde “Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran arazi maliki iyiniyetli değilse hakim, malzeme sahibinin uğradığı zararın tamamının tazmin edilmesine karar verebilir. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Üzerine inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilmeyen veya bilmesi gerekmeyen kişi kural olarak iyiniyetlidir. Bunun gibi inşaatı arazi sahibinin açık veya örtülü muvafakatı ile yapan malzeme sahibi de iyiniyetli sayılır. Buna karşılık, üzerinde inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilen veya bilmesi gereken kişi kötüniyetlidir.
    Malzeme sahibi ve arazi maliki iyiniyetli ise malzeme sahibine muhik bir tazminat ödenmelidir. Muhik tazminatın tespit ve takdiri hakime ait bir görevdir. Olayın özelliğine göre malzemenin dava tarihindeki değeri gözetilerek takdir edilir. Malzeme sahibi kötüniyetli ise arsa sahibi malzemenin kendisi yönünden taşıdığı en az değeri öder.
    Somut olayda, dosyanın içeriğine, toplanan delillere, davacı ve davalı tanıklarının ortak beyanında dava konusu evin davacı ve davalının babası tarafından yapıldığının belirtilmesine, tarafların aralarında rızai taksim yaptıktan sonra ifrazdan kaynaklı hata sonucu evin ve ahırın bir kısmının 961 nolu parselde kaldığı anlaşıldığına göre, Mahkemece TMK"nin 723/1. maddesi gözetilerek yıkıma konu yapıların dava tarihindeki kaim bedeli hesaplanarak davalıya ödenmesi karşılığında kal kararı verilmesi gerekirken, Mahkemece bu husus gözetilmeden kal talebinin reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Davacı vekilinin kal talebinin reddine ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin sair, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı-birleşen davalarda davalıya iadesine, 224,50 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 641,96 TL"nin temyiz eden davalı-birleşen davalarda davacıdan alınmasına, 09.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi