8. Hukuk Dairesi 2018/10048 E. , 2021/1229 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil, Manevi Tazminat, Maddi Tazminat
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, vekil edenine ait 26 ve 561 parsel sayılı taşınmazların davalıya devri hususunda tarafların anlaştıklarını ancak davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğini açıklayarak, sözleşmeden kaynaklı 30.000,00 TL cezai şart bedelinin, 30.000,00 TL manevi tazminatın, aylık 5.000,00 TL’den bir yıllık ecrimisil bedeli ile toplam 54.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 15.700,00 TL ecrimisil ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı vekili temyize gelmiştir.
Dava; ecrimisil ve tazminat istemlerine ilişkindir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir
2.Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu taşınmazların davalıya devri hususunda tarafların 20.06.2014 tarihli sözleşme ile anlaştıkları, bilahare davacının ... Noterliği aracılığıyla davalıya gönderdiği 10506 sayılı, 01.09.2013 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiği ve taşınmazların iadesi için davalıya 3 günlük süre verdiği, Mahkemece temyize konu kararda, sözleşme tarihi 20.06.2014 ile dava tarihi 27.11.2014 arası dönem için toplam 15.700,00 TL ecrimisile hükmedildiği anlaşılmıştır.
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimsil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince, davalı dava konusu taşınmazları taraflar arasındaki 20.06.2014 tarihli sözleşmeye istinaden kullandığına göre; davacının, dava konusu taşınmazları davalının kullanmasına yönelik rızasının fesih bildiriminin davalıya tebliğini izleyen üçüncü günün sonunda ortadan kalktığının kabulü gerekir. Mahkemece sözleşme tarihinden itibaren ecrimisile hükmedilmesi doğru olmamıştır.
2.Davacı, sözleşmenin ifa edilmemesi ve sözleşmenin feshine rağmen dava konusu taşınmazların iade edilmemesi nedeniyle manevi tazminat talep etmiş, Mahkemece 5.000,00 TL manevi tazminatın davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir (TBK 58).
Buna göre, sözleşmenin ifa edilmemesi manevi tazminata hükmedilmesini gerektirmeyeceği gibi, davalının davacının kişilik haklarını saldırı içeren eylemi iddia ve isbat edilmediğinden Mahkemece manevi tazminata yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır.
Kabule göre de, dava değeri, harçlandırılan değer olup, vekalet ücretinin de harcı tamamlanan bu değer üzerinden hesaplanacağı kuşkusuzdur. Lehine hüküm tesis edilen taraf kendisini vekille temsil ettirmiş ise, vekalet ücretinin nispi harca tabi davalarda, davaya konu değer üzerinden takdir edilmesi gereklidir. Bu değer yukarıda ifade edildiği üzere harçlandırılmış değerdir. Dava dilekçesinde toplam 144.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunulmuş ve dava bu değer üzerinden harçlandırılarak açılmıştır. Mahkemece diğer taleplerin reddi ile 15.700,00 TL ecrimisile, davalı lehine 5.223,00 TL nispi vekalet ücretine hükmedildiğine göre; reddedilen değer üzerinden davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken eksik vekalet ücreti takdiri doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna,
peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.