8. Hukuk Dairesi 2018/12648 E. , 2021/1320 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, elatmanın önlenmesi talebinde hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı, paydaşı olduğu 994 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan dükkana, davalı tarafından depo olarak kullanılmak suretiyle haksız el atıldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında davalının taşınmazı boşaltarak ..."na devrettiğini ileri sürerek ..."in davaya dahil edilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., dava konusu dükkanı dava dışı ..."den kiraladığını, yargılama aşamasında dava konusu yeri boşalttığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk hükümle, davalı ... yönünden elatmanın önlenmesi isteğinin konusuz kaldığı gerekçesi ile bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, dahili davalı ... yönünden ise ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 04.10.2017 tarihli ve 2015/2227 Esas, 2017/4962 Karar sayılı ilamı ile “….Dosya içeriği ve toplanan delillere göre davacının paydaşı olduğu 994 parsel sayılı taşınmaza davalı ...’in kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakka dayanmaksızın elattığı, yargılama devam ederken çekişme konusu taşınmazı tahliye ettiği saptanmak suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı ...’in bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir reddine. Davaya dahil edilen ...’in temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere; usul hukukumuzda davaya dahil-edilme diye bir müessese bulunmayıp, bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilemeyeceği gibi, hakkında hüküm kurulmasına da olanak yoktur. Somut olayda, HMK"nin 124.maddesinin uygulama koşulları da oluşmamıştır. O halde, ... hakkındaki davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddine karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir..." gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemesince, bozmaya uyma kararı verilerek, yeniden yapılan yargılama neticesinde, davalı ... yönünden dava konusuz kaldığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına, dahili davalı ... hakkında davalı sıfatı olmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi üzerine, karar, davacı vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükmün 5. bendinde davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.975,68 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine denilmiş ise de, bozma ilamına uyulmuş olmasına ve davalı ...’in davanın açıldığı tarih ve öncesinde taşınmaza haksız olarak elattığının kabul edilmesine göre, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir iken, maddi hataya dayalı olarak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün 5. fıkrasındaki "Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.975,68 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine’ "ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine "" ... Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.975,68 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine’ ibaresinin yazılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HMK"nin 304. maddesi (1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası) gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.