8. Hukuk Dairesi 2018/12506 E. , 2021/1363 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Dava dilekçesinde; ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 122 ada 230 parsel sayılı taşınmazı davalıların hiçbir akdi ve kanuni sebebe dayanmaksızın konut olarak kullanmak sureti ile işgal ettikleri ileri sürülerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 01.12.2010-16.06.2014 tarihleri arasına isabet eden 4.222,67 TL işgal tazminatının işgal tarihinden itibaren kademeli kanuni faizi ile davalılardan tahsili istenmiştir.
Mahkemece, verilen kesin süreye rağmen davalıların açık adreslerinin bildirilmediği gerekçesi ile 6100 sayılı HMK"nin 119.madde gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
04.06.1958 tarihli ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklama görevi taraflara, ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tespit etme ve uygulama görevi ise hakime aittir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 119/1-b maddesi gereğince, dava dilekçesinde davacı ile davalının adı, soyadı ve adreslerinin bulunması gerektiği, maddesinin ikinci fıkrasında ise bu hususun eksik olması halinde hâkimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde ise davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği düzenlenmiştir.
HMK’nin 119. maddesinde belirtilen husus, dava dilekçesinde davalı tarafın adresinin hiç yazılmamış, bildirilmemiş olması durumunda davacı tarafa verilecek bir haftalık kesin süre içinde bu eksikliğin tamamlanmasının istenmesi, tamamlanmaması halinde uygulanacak yaptırımın karşı tarafa ihtar edilmesidir. Aksine düşünce, gerek Tebligat Kanunu"nun tebligata ilişkin ilgili hükümlerini (Teb.K. mad. 21-25-28) gerekse Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına dair Yönetmeliğin ilanen tebliğ ile ilgili 48 ve devamı maddelerini işlevsiz hale getirecektir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, dava dilekçesinde davalıların adreslerinin "... Mahallesi, ... Sok. No: 45 .../..." olarak bildirildiği, bunun yanında davalılardan ..."nın T.C kimlik numarasının da bildirildiği, nitekim mahkeme kararının dava dilekçesinde bildirilen adreste davalı ..."nın eşi, diğer davalıların annesi Melek Mede"ye teslim edildiği, yani dava dilekçesinde bildirilen adreste davalıların ikamet ettikleri, kaldı ki dava dilekçesinde bildirilen T.C kimlik numarası üzerinden adres tespitinin de mümkün olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, davacı tarafın dava dilekçesinde davalıların adresini göstermiş olduğu, nitekim davalıların bu adresine mahkeme kararının yöntemine uygun tebliğ edildiği, kaldı ki bildirilen T.C kimlik numarası ile nüfus kayıtları üzerinden mernis adresinin tespit edilebileceği, bulunmadığı takdirde mahkemece yapılan adres araştırmasının yanı sıra, elektrik ve su idareleri, tapu müdürlüğü, ilçe ve yüksek seçim kurulları, devlet hastanesi, bankalar vs davalıların adres bilgisi bulunabilecek kurum ve kuruluşlardan adres bilgilerinin sorularak dava dilekçesindeki davalılar adresi ve dosya kapsamındaki araştırmalar ile elde edilen ancak tebligat yapılamamış olan davalı adresleri dışında, davalıların başkaca adres bilgisinin tespit edilmesi halinde dava dilekçesi ve eklerinin bu adres ya da adreslere tebliğe çıkarılması, şayet bu suretle tespit edilen yeni adreslerde de davalılara tebligat yapılamaması yahut tebliğe yarar adresinin ilgili kurum ve kuruluşlardan sorularak araştırılmasına rağmen tespit edilememesi halinde Tebligat Kanunu"nun 28. maddesi gereğince dava dilekçesi ve eklerinin ilanen tebliği için gerekli işlemlerin yapılması gerekirken, eksik araştırma ile ve HMK’nin 119/2. maddesinin hatalı biçimde uygulanması suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.