8. Hukuk Dairesi 2018/14216 E. , 2021/1434 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ..., Kayden maliki olduğu dava konusu 113 ve 158 parsel sayılı taşınmazları, davalının haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek, fazla ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL ecrimisilin yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiş, yargılama sırasında davaya dahil olan diğer davacılar da aynı iddia ve talepte bulunmuşlardır.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15.06.2017 tarihli, 2015/5050 Esas- 2017/3552 Karar sayılı ilamı ile, dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, dava konusu 158 parsel (150.000,00 m², susuz tarla) ile 113 parsel (46.375,00 m², susuz tarla) sayılı taşınmazlarda eldeki davanın tarafları ile dava dışı kişilerin iştirak halinde malik oldukları, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaşın, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve ecrimisil istiyebileceği, elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabileceği, ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağının olmadığı, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesinin gerektiğini, kural olarak, men edilmedikçe paydaşların birbirlerinden ecrimisil isteyemeyecekleri, intifadan men koşulunun gerçekleşmesinin de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlı olduğu, ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnalarının olduğu, bunların; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleri olduğu, bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmadığı, bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesinin aranacağı ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiasının, her türlü delille kanıtlanabileceği, somut olaya gelince; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağının olmadığı, davalının temyiz dilekçesinde bahsettiği Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/508 Esas, 2008/568 Karar sayılı dava dosyasının dosya içine getirtilip değerlendirilmesi, dava konusu taşınmazların doğrudan gelir getiren yerlerden olmadığı hususu gözetilerek, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda taşınmazların kimin kullanımında olduğunun, davacıların taşınmazda kullandığı bir yer olup olmadığının saptanması, uyuşmazlığın paylı mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi, başka bir ifadeyle davacılar yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi, davacıların taşınmaz üzerinde kullandığı veya kullanabileceği bir yer var ise ecrimisile hükmedilemeceyeği, kullanabileceği yerin bulunmaması halinde ise payı oranında ecrimisile hükmedileceğinin gözetilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamı uyarınca yapılan yargılama sonunda davacının paydaş olduğu dava konusu taşınmazdan tamamen yararlanamadığını her türlü delil sunarak kanıtlayabilecek iken bozma ilamı öncesi ve sonrası dosya kapsamına kanaat oluşturacak şekilde delil sunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Hemen belirtmek gerekir ki, bozmaya uyulmakla tarafların leh ve aleyhine usuli kazanılmış hak doğar. Ayrıca, mahkemece bozma kapsamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak hüküm kurma yükümlülüğü ortaya çıkar. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
O halde, Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamında ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, dava konusu taşınmazların doğrudan gelir getiren yerlerden olmadığı hususu gözetilerek, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda taşınmazların kimin kullanımında olduğunun, davacıların taşınmazda kullandığı bir yer olup olmadığının saptanması, uyuşmazlığın paylı mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi, başka bir ifadeyle davacılar yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/508 Esas, 2008/568 Karar sayılı dava dosyası da değerlendirilmek sureti ile incelenmesi, davacıların taşınmaz üzerinde kullandığı veya kullanabileceği bir yer var ise ecrimisile hükmedilemeceyeği, kullanabileceği yerin bulunmaması halinde ise payı oranında ecrimisile hükmedileceğinin gözetilmesi gerekirken ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, uyulan bozma ilamına göre gerekli araştırmalar yapılmadan, Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/508 Esas, 2008/568 Karar sayılı dava dosyasının celbi ile yetinilerek eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
18.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.