8. Hukuk Dairesi 2021/468 E. , 2021/1689 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Eski Hale Getirme
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, vekil edeninin maliki olduğu 521 ada 42 parsel sayılı taşınmaza komşu 521 ada 43 parsel maliki davalı tarafından müdahalede bulunulduğunu belirterek, davalının elatmasının önlenmesine ve taşınmazın eski haline getirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 521 ada 43 parselin 31.07.2003 tarihinde satın aldığını ve satın aldığı şekliyle kullandığını, herhangi bir genişlemede bulunmadığını yapıldığı iddia edilen müdahalenin yer altına doğru yapılan oyma şeklinde olduğunu, bu tür yapılanmaya yörede sık rastlandığını, buranın tafana olarak tabir edilen soğuk hava deposu olarak kullanılan yerlerden olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı 521 ada 43 parsel sayılı taşınmaz tarafından davalıya ait taşınmaza vakii müdahalenin men"ine ve eski hale getirilmesine, (16.03.2015 tarihli Harita Mühendisi raporunda gösterilen, A harfi ve yeşil renkli boya ile gösterilen yol seviyesinde bulunan alanı 29,12 m2 ile D harfi ile mavi renkli boya ile gösterilen yol seviyesinde bulunan alanı 2,94 m2, C harfi ve turuncu renkli boya ile gösterilen 10,46 m2 lik kısım yol seviyesi altında kayadan oyma yer olmak üzere toplam 42.52 m2 lik tecavüzlü kısım) karar verilmiş olup; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 521 ada 42 parselin davacıya, aynı ada 43 parselin davalıya ait olduğu ve 16.03.2015 tarihli fen raporunda belirtildiği üzere davalıya ait taşınmazdan davacıya ait taşınmaza yol seviyesinde ve yol seviyesinin altında olacak şekilde müdahalede bulunulduğu anlaşılmıştır.
1. Davalı vekilinin elatmanın önlenmesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. Davalı vekilinin eski hale getirmeye yönelik temyiz itirazlarına gelince; davalı tarafın taşınmazı satın aldığı hali ile kullandığını, müdahale teşkil ettiği belirtilen kısımların kendiliğinden oluştuğunu belirttiği; davacı tanığı Rabia’nın, dava konusu taşınmazın üst tarafında oturduğunu, davalının 2-3 yıl önce taşınmazdan traktör ile toprak çektiğini gördüğünü, dava konusu yerden davalının yaklaşık 1-2 traktör malzeme çektiğini beyan ettiği; davalı tanığı Mustafa’nın davalıya taşınmazı kendisinin sattığını, kadastro tespitinden önce taşınmaz nasılsa o şekilde davalının kullandığını beyan ettiği; davalı tanığı Mehmet’in 1966 yılında dava konusu taşınmazın olduğu yerden ayrıldığını ve o zamanlar 10 yaşında olduğunu, taşınmazın şuanki hali ile o zamanki hali arasında fark olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece tanıkların beyanları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır.
Somut olayda; müdahale teşkil ettiği saptanan kısımların kendiliğinden oluşup oluşmadığı, kendiliğinden oluşmamış ise ne zaman, kim tarafından yapıldığı hususları yeteri kadar araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiği açıktır.
Öte yandan; 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu"nun 3. maddesi ile “Kültür varlıkları, Tabiat Varlıkları, sit....” gibi taşınmazların tanımı yapılmış 6. maddesi hükmü ile de korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının nelerden ibaret olduğu duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirtildikten sonra 2863 sayılı Yasanın 26.5.2004 tarihli ve 5177 sayılı Yasa"nın 26.maddesiyle değişik 7. maddesinde, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve sit alanlarının ne şekilde tespit edileceği ve belirleneceği hususu açığa kavuşturulmuştur.
09.04.2015 tarihli inşaat bilirkişisi Mustafa Solmaz tarafından hazırlanan raporda dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgenin kentsel sit alanı olarak ayrılan yerde olduğu belirtilmiştir. Ne varki; çekişmeli taşınmazın altında bulunan (uyuşmazlığın konusunu teşkil eden) kayadan oyma yerlerin korunması gereken kültür varlığı olup olmadığına ilişkin bir araştırma yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkeme yapılması gereken iş; uyuşmazlık konusu kayadan oyma mekanlar ile davalıya ait taşınmaza ilişkin kurumlardan bütün bilgi ve belgelerin alınarak akabinde mahallinde fen, inşaat ve arkeolog bilirkişiler ile tekrar keşif yapılarak rapor alınmak suretiyle, öncelikle müdahale teşkil eden kısımların kendiliğinden oluşup oluşmadığının, kendiliğinden oluşmamış ise bu kısımların ne zaman yapıldığının, davacı tanığının ifade ettiği gibi 1-2 traktör malzeme alınması ile oluşup oluşmayacağının, davalı tarafın iddia ettiği gibi müdahalenin davalı tarafından yapılıp yapılmadığı hususlarında ve eski hale getirme talebine konu oyma yapıların eski olup olmadıklarının, davalı tarafından meydana getirilip getirilmediğinin, korunması gereken kültür ve tabiat varlığı niteliğinde bulunup bulunmadığının ve şartların varlığı halinde de eski hale getirme şeklinin belirlenmesi olmalıdır. Müdahaleli durumda olan kayadan oyma yerlerin korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olmaması durumunda, eski hale getirme şekli konusunda Bölge Koruma Kurulu"ndan da görüş alınarak mahkemece gerektiğinde eski hale getirme kararı verilebileceği, korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olması durumunda ise eski hale getirme kararı verilemeyeceği değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; eski hale getirme kararı verildiği halde bunun nasıl olacağı konusunda ne hükümde ne raporda açıklık bulunmadığından, hüküm HMK"nin 297/2. maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
SONUÇ: Davalı vekilinin elatmanın önlenmesine yönelik temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, eski hale getirmeye yönelik temyiz itirazlarının (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.