Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4964
Karar No: 2021/11860
Karar Tarihi: 01.12.2021

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4964 Esas 2021/11860 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/4964 E.  ,  2021/11860 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasında Mersin Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı Hazine vekili ile davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiş, bu kararın davacı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Daire kararı kesin olduğundan temyiz dilekçesinin reddine dair ek karar verilmesi üzerine, bu kez davacı Hazine vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 105 ada 193 parsel sayılı 2.136,48 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle sera vasfı ile ... adına tespit edilmiştir.
    Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 105 ada 193 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tesciline, taşınmazın kütüğünün beyanlar hanesine fen bilirkişi ..."ın 25.10.2016 havale tarihli raporuna ekli krokide pembe kalemle çizili olarak gösterilen seranın davalı ..."ya ait olduğu şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hükmün davacı Hazine vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince, istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, iş bu kararın davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine 28.9.2017 tarihli ek karar ile, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin, kararın HMK"nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunması nedeniyle HMK"nin 366/1 maddesi atfıyla 346/1 maddesi uyarınca reddine karar verilmiş ve bu kez iş bu ek karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1. Anayasa"nın 36. maddesinin 1. fıkrası uyarınca herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Mahkemeye erişim hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün bir unsurudur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde de herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını mahkeme önüne getirme hakkı güvence altına alınmıştır. Buna göre, mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı, adil yargılanma hakkı kapsamındadır. 28.07.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53.maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesi ile "Kadastro Mahkemesinin veya otuz günlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar ve değere bakılmaksızın 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun"u hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir." hükmü getirilmiştir. Hükmün gerekçesinde belirtildiği üzere, bu madde ile söz konusu davaların miktar veya değerine göre istinaf veya temyiz yoluna tabi olup olmadığıyla ilgili uygulamada oluşan tereddütlerin giderilmesi amaçlanmıştır.
    Yukarıda açıklandığı üzere Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı, hukuk güvenliği ile hukuki belirlilik ilkesi, 28.07.2020 tarihli ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53.maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesi karşısında, tereddüte yol açan usul kurallarının hakkaniyete halel getirecek kadar aşırı şekilci olarak uygulanmaması ve adalet duygusunun rencide edilmemesi gerektiği de gözetildiğinde 08.06.2017 tarihli Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurulabileceği kabul edilmelidir.
    Bu açıklamalar doğrultusunda, Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 08.06.2017 tarihli ve 2017/275 Esas, 2017/243 Karar sayılı kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurulabileceğinin anlaşılması karşısında, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi"nin 28.09.2017 tarihli ek kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan, ek kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilerek esas yönünden temyiz incelemesi yapılmıştır.
    2. Davacı Hazine"nin temyizi taşınmazın beyanlar hanesine davalı lehine verilen muhdesat şerhinin hatalı olduğuna ilişkindir.
    Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
    Diğer yandan, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu"nun “Beyanlar” başlıklı 1012/2, 3. maddesine göre, taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır. Tapu Sicili Tüzüğü"nün 60. maddesine göre de, kütüğün beyanlar sütununa, mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususlar tarih ve yevmiye numarası belirtilerek yazılır. Söz konusu yasal düzenlemelere göre, her beyanın tapu kütüğünün beyanlar sütununda gösterebilmesi mümkün değildir. Bunun için, Türk Medeni Kanunu"nda ya da özel kanunlarda bu konuda bir hükme yer verilmiş olması veya Tapu Sicil Tüzüğü"nde bir düzenleme yapılmış olması gerekir. Mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtme kütüğün beyanlar sütununda gösterilemez.
    Türk Medeni Kanunu"nda düzenlenen, taşınmazın heyelan bölgesinde kalması (mad.710), geçit hakkı (mad. 748), toprağın iyileştirilmesi(mad.755), eklentiler (mad.1012/1) ile özel yasalar arasındaki 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 41.maddesi, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu"nun değişik 7. maddesi, 3194 Sayılı İmar Kanunu"nun 11. maddesi, 3621 Sayılı Kıyı Kanunu"nun 12. maddesi, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu"nun 22. maddesi, 2981 Sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemleri Düzenleyen Kanun uyarınca hak sahibine tahsis beyanları, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 15. maddesi, 2924 Sayılı Orman Köylüsünün Desteklenmesine Dair Kanun"un 7. maddesi ve 3402 Sayılı Kadastro Kanunu"nun 19/II. maddesi tapunun beyanlar sütununa şerh verilmesine imkan veren yasal düzenlemelerden bir kısmıdır.
    Duraksamadan belirtmek gerekir ki; mevcut bir muhdesata sonradan yapılan imalatlar yeni bir muhdesat meydana getirme sayılamayacağı gibi, bu amaçla yapılan giderler de mevcut muhdesata değer kazandıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir. Aynı şekilde bütünleyici parça niteliğinde olmayıp her zaman için ana taşınmazdan sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşyalar da teferruat niteliğindedir.
    Somut olaya gelince; mahallinde yapılan keşif sonucunda, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarına göre, seranın sökülebilir nitelikte yapı olması nedeniyle muhdesat niteliğinin bulunmadığı kuşkusuzdur. Bu durumda mahkemece yanılgıya düşülerek, taşınmazın beyanlar hanesine seranın davalı ...’ya ait olduğuna dair şerh düşülmesi doğru değildir. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesinin kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple davacı Hazine vekilinin temyiz talebi yerinde görüldüğünden kabulü ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi"nin 28.09.2017 tarihli ek kararının 6100 sayılı HMK"nin 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2. bentte açıklanan sebeple, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi"nin 08.06.2017 tarihli kararının 6100 sayılı HMK"nin 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının (3) nolu bendinde yer alan; ""..Dava konusu Mersin İli Erdemli İlçesi Çiriş Mahallesi, 105 ada 193 parsel sayılı taşınmazın kütüğünün beyanlar hanesine "fen bilirkişi ..."ın 25.10.2016 havale tarihli raporunun ekinde sunmuş olduğu krokide pembe kalemle çizgili seranın davalı 15167339702 T.C. kimlik numaralı ..."ya aittir" şeklinde şerh düşülmesine...” ibarelerinin hüküm yerinden çıkarılmasına, sonraki bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesine ve kararın 6100 sayılı HMK"nin 370. maddesi gereğince düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi