8. Hukuk Dairesi 2021/11231 E. , 2021/11991 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, uyulan bozma ilamında özetle; “Mahkemece 169 ada 91 sayılı parselin (D) harfi ile gösterilen kısmına yönelik yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığı belirtilerek, kadastro tespit tarihi olan 2010 yılından önceki zilyetlik durumunun tespiti amacıyla, bu tarihten 20 yıl öncesini 5’er yıllık periyotlar halinde tespit gününe kadar gösterecek şekilde 3 farklı tarihe ait hava fotoğrafları getirtildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ile 3 ziraat mühendisi ve fotogrametri ve harita mühendisi bilirkişiden oluşacak bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın (D) bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, çekişme konusu taşınmaz bölümünün kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması, dava konusu edilen bu yerin 2010 tarihinden 20 yıl önceki ve hali hazırdaki niteliğinin, konumununun, bitki örtüsünün, ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğin var olup olmadığının var ise ne zaman başlayıp ne zamandır devam ettiğinin belirlenmesine çalışılması, fotogrametri uzmanına belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafı üzerinde stereskop aleti ile inceleme yaptırılması, tanık ve yerel bilirkişi ifadelerinin de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 169 ada 91 parsel numaralı taşınmazın 13.09.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda D harfi ile gösterilen 3.119,48 metrekarelik kısmına yönelik kadastro tespitinin iptali ile tarla vasfıyla davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümünün, davacılar lehine eklemeli zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Belirtmek gerekir ki, eklemeli zilyetliğin söz konusu olabilmesi için eklenmeye uygun bir zilyetliğin bulunması şarttır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler, davacı ..."in eklemeli zilyetliğine dayandığı ... ve ... çekişmeli taşınmaz üzerinde fiili zilyetliğinin bulunduğunu görmediklerini beyan ettikleri, tanık beyanlarının da eklemeli zilyetlik konusunda yetersiz olduğu, keza ziraatçi bilirkişi heyet raporunda da taşınmazın bir kısmının su altında kaldığının ve çevredeki tarım parsellerinden ortalama 2 metre aşağıda olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümünde davacı tarafın eklemeli veya müstakil zilyetlikle kazanımı sağlayacak kullanımının bulunmadığı ve bu nedenle davacı lehine zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hükmüne uyulan bozma ilamında belirtilen biçimde düzenlenmeyen soyut içerikli jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporuna göre karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine, 06.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.