8. Hukuk Dairesi 2019/6031 E. , 2020/506 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın davalı alacaklı vekili ile davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 25.10.2018 tarihli ve 2015/18027 Esas, 2018/17974 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı üçüncü kişi vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, 18/09/2012 tarihinde haczedilen ve müvekkili Bankaya ipotekli taşınmazın teferruatı olan 10 adet galvaniz havuzu, 80 adet antiminyum ve demir karışımlı gergi makinası ve 2 adet hurda görünümlü kompresör ve 1 adet hurda halinde torna makinesinin taşınmazın teferruat listesinde kayıtlı bulunduğunu, bu sebeple İİK"nin 83/c maddesi gereğince taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyeceğini belirterek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl ve ek bilirkişi raporlarına göre, dava konusu menkullerden 10 adet galvaniz havuzu, 2 adet hurda görünümlü hava kompresörü, 1 adet hurda halinde torna makinesinin teferruat niteliğinde olduğu, asıl makinenin tamamlayıcı parçası olması sebebiyle rehin kapsamında bulunduğu, haczedilmesinin mümkün olmadığı, 80 adet gergi makinesinin ise başkaca özel imalatlar için kullanılan aletlerden olduğu, teferruat niteliğinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile Adana 1. İcra Müdürlüğünün 2012/8253 Esas sayılı takip dosyasında haczedilen 10 adet galvaniz havuzu ve iki adet hurda kompresör ile bir adet hurda torna makinesi üzerindeki haczin kaldırılmasına, 80 adet gergi makinesi üzerindeki haczin kaldırılmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacı üçüncü kişi vekili ve davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 25.10.2018 tarihli ve 2015/18027 Esas, 2018/17974 Karar sayılı ilamı ile, davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazları bakımından; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı üçüncü kişi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; kabul kararının konusunu oluşturan mahcuzlarla ilgili olarak, bu mahcuzların hurda niteliğinde olduğu, haciz tutanağında, dosyada bulunan asıl ve ek bilirkişi raporlarında, hükmün gerekçe kısmında belirtilmiş olup, bu doğrultuda hurda olarak nitelendirilen bu mahcuzların teferruat vasfını haiz olduğunun da söylenemeyeceği, bu sebeple, davanın kabulü kararına isabet eden menkuller yönünden de davanın reddi gerekirken yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiş, davacı üçüncü kişi vekili tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
1. Düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçeler ve dosyada mevcut belgeler karşısında davacı üçüncü kişi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme isteği yerinde görülmediği gibi HUMK"un 440. maddesinde yazılı dört halden hiç birine de uymadığından İİK"nin 366. ve HUMK"un 442. maddeleri uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davacı üçüncü kişi vekilinin mahcuzlardan 10 adet galvaniz havuzu, 2 adet hurda görünümlü kompresör ve 1 adet hurda halinde torna makinesine yönelik karar düzeltme isteminin incelenmesinde,
Mahkemece her ne kadar dava üçüncü kişinin İİK"nin 96. ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiası talebi olarak görülüp sonuçlandırılmış ise de; maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). Şikayetçi üçüncü kişi Banka vekili İcra Mahkemesine başvurusunda, borçlu şirket adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine şikayetçi Banka lehine ipotek tesis edildiğini, Adana 1. İcra Müdürlüğünün 2012/8253 Esas sayılı dosyasından haczedilen menkullerin ipotek kapsamında olduğunu ve taşınmazdan ayrı haczedilemeyeceğini ileri sürerek, haczin kaldırılmasını istediği anlaşılmakla, iddianın ileri sürülüş şekline göre başvuru bu haliyle İİK"nin 83/c maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetidir.
Kural olarak eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Ancak İİK"nin 83/c maddesinde; "Taşınmaz rehni ipotek akit tablosunda sayılı bulunan eklenti, taşınmazdan ayrı olarak haczedilemez. Türk Medeni Kanunu"nun 862. maddesi hükmü saklıdır" düzenlemesine yer verilmiştir.
TMK"nin 862. maddesine göre rehin, taşınmazı bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kıldığından, ipotek akit tablosunda yazılı olmasa bile ipotekli taşınmazın eklentisi niteliğindeki menkuller taşınmazdan ayrı olarak haczedilip satılamaz.
Mahkemece yapılması gereken; bu açıklamalar kapsamında davacının başvurusu, İİK"nin 83/c maddesi koşullarında değerlendirilerek, makine ve techizatın ipotek kapsamında kalıp kalmadığı tespit edilerek, ipotek kapsamında kaldığının belirlenmesi halinde davacının başvurusunun kabulüne, teferruat niteliği taşımayıp ipotek kapsamında kalmadığının belirlenmesi halinde ise davacının başvurusunun reddine karar vermekten ibarettir.
Yukarıdaki açıklamalar kapsamında somut olaya gelince, Mahkemece her ne kadar 10 adet galvaniz havuzu, 2 adet hurda görünümlü kompresör ve 1 adet hurda halinde torna makinesi yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki, alacaklının talebi üzerine İcra Müdürlüğünce 18.09.2012 tarihinde borçluya ait fabrikada bulunan dava konusu taşınırların fiilen haczedildiği, fabrika üzerinde davacı üçüncü kişi Banka lehine tesis edilmiş ipotek bulunduğu, Mahkemece, hükme esas alınan ve makine mühendisleri tarafından keşfen tanzim olunan raporda; mahcuzların haciz tutanağında yazılı olduğu şekilde hurda niteliğinde olup olmadıklarına ilişkin bir tespit bulunmadığı, bunun yanı sıra bir kısım mahcuzların teferruat listesinde yer almadığının bildirildiği, davalı alacaklı vekilinin, galvaniz havuzlarını keşif tarihinden önce alacağa mahsuben aldıklarını ve yediemine teslim ettiklerini, bilirkişilerce tespiti yapılanlar ile mahcuzların aynı olmasının, torna makinesinin ise hurda niteliğinde olup bilirkişilerce markasına kadar yazılanlarla aynı olmasının mümkün olmadığını savunarak rapora itiraz ettiği, bunun üzerine Mahkemece keşfe iştirak etmeyen hukukçu bilirkişi vasıtası ile dosya üzerinden inceleme yaptırılarak karar verildiği tespit edilmiştir.
O halde Mahkemece, yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen hususlar nazara alınarak, TMK"nin 686/2. fıkrasında tanımlandığı üzere haczedilen menkullerin neler olduğunun, niteliklerinin, özelliklerinin, hurda niteliğinde olup olmadıklarının, teferruat listesinde yer alıp almadıklarının, ana taşınmazın nerelerine bağlı olduklarının, ana taşınmaz zarara uğratılmadan, yapısı değiştirilmeden ve yok edilmeden ana taşınmazdan ayrılmasının ve taşınmasının neden mümkün olmadığının hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde bilirkişi vasıtasıyla tespit edilerek, neticede bu araştırma ve inceleme sonucu elde edilen bilgiler ile dosyadaki diğer delillerin birlikte değerlendirilmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma neticesinde yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Tüm bu nedenlerle, üçüncü kişi tarafından açılan davada Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmaması nedeni ile hükmün bozulması gerektiği anlaşıldığından yukarıda açıklanan bozma kararının kaldırılarak belirtilen nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin mahcuzlardan 10 adet galvaniz havuzu, 2 adet hurda görünümlü kompresör ve 1 adet hurda halinde torna makinesine yönelik karar düzeltme isteminin KABULÜ İLE; Dairemizin 25.10.2018 tarihli ve 2015/18027 Esas, 2018/17974 Karar sayılı bozma ilamının değinilen mahcuzlar yönünden kaldırılmasına, Mahkeme kararının yukarıda yazılı gerekçe ile İİK"nin 366 ve 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin sair karar düzeltme isteminin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde karar düzeltme talep eden davacı üçüncü kişiye iadesine, 22.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.