8. Hukuk Dairesi 2017/16768 E. , 2020/531 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili ile davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, borçlulara ait işyerinde Platit marka kaplama makinasının haczedildiğini, haczedilen makinenin müvekkiline ait olduğunu makinenin ...’da bulunan ... Ltd. ünvanlı firmaya kiralandığını, bu firmanın da onayları ile söz konusu makineyi Türkiye"de faaliyette bulunan davalı borçlu şirkete kiraladığını ileri sürerek, istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, dava konusu makinenin fatura karşılığı satın alındığını, icra dosya borçlusuna ait olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu şirket, davaya konu makinenin davacıya ait olduğunu, davayı kabul ettiklerini bildirmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyizi üzerine, 17. Hukuk Dairesinin 24.03.2011 tarihli ve Esas 2010/6598 - Karar 2011/2655 sayılı kararı ile, “...fatura, akdi ilişkinin varlığını kanıtlamak açısından tek başına yeterli ve güçlü bir delil olarak kabul edilmemelidir. Nitekim gümrük faturasındaki değer de malın haciz sırasında belirlenen değerinin çok altındadır ve uygulamada gümrük faturalarının yurt dışından kiralanan eşyalar için de düzenlenip düzenlenmediği yönünde gümrük mevzuatı açısından bir inceleme ve değerlendirme de yapılmamıştır. Belirtilen hususlar araştırılmadan, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamı uyarınca; yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, makine üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş, kararın davalı alacaklı ve davalı borçlu ... tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 25.02.2016 tarihli ve Esas 2014/15856 - Karar 2016/3317 sayılı kararı ile, “...Mahkemece, uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlaması için bilirkişi incelemesi yaptırılmış, üç kişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmış ve heyetteki iki bilirkişi tarafından ortaya konulan kanaat ile heyetteki üçüncü bilirkişi olan gümrük danışmanı bilirkişi tarafından ortaya konulan kanaat farklı olmuş, Mahkemece azınlık görüşüne değer verilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak, bu haliyle bilirkişi raporlarındaki çoğunluk görüşü ile azınlık görüşü arasındaki çelişkinin giderildiğinden bahsedilemez. Bu sebeple; dosyanın mali müşavir, gümrük uzmanı ve dış ticaret uzmanından oluşan yeni bir bilirkişi heyetine tevdi ile dosyada mevcut bilirkişi raporundaki çoğunluk görüşü ve azınlık görüşü arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde rapor tanziminin istenmesi ve neticede inceleme sonucu elde edilen bilgiler ile dosyadaki diğer delillerin birlikte değerlendirilmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma neticesinde yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda; davacı tarafa bozma ilamındaki gerekçelere uygun bilirkişi heyeti oluşturularak rapor aldırılmasını teminen eksik gider ve delil avansı yatırması için süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde gider avansı yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine, karar kesinleştiğinde dosyadaki teminatın davacı tarafa iadesine karar verilmiş, karar davalı alacaklı ve davalı borçlu şirket tarafından temyiz edilmiştir.
1.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı borçlunun yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının İİK"nin 366. ve HUMK"un 428. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
2.Davalı alacaklının teminatın iadesi kararına ilişkin temyiz istemi yönünden;
İcra Mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK"nin 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan Mahkeme kararları kesindir. Yargıtayca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin REDDİNE, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
31,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 23,00 TL"nin temyiz eden davalı borçludan alınmasına ve peşin harcın da istek halinde temyiz edene davalı alacaklıya iadesine, 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.