8. Hukuk Dairesi 2017/10900 E. , 2020/542 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, müvekkilinin kiracısı olduğu işyerinde haciz yapıldığını, haciz tarihinde davacı üçüncü kişinin iş nedeniyle şehir dışında olduğunu, döndüğünde iş yerine anahtarları ile içeri giremediğini, hacizden bu şekilde haberdar olduğunu, haczedilen ... marka testerenin kiraya verenden satın alındığını ve bedelinin ödendiğini, mahcuzların bazılarına ait faturaları sunduklarını, diğerlerinin ise iş yerinin anahtarının değiştirilmesi sebebi ile içeri giremedikleri için faturalarına ulaşamadıklarını, haczedilen menkullerin tamamının iş yerinin demirbaşı niteliğinde olduğunu belirterek, davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, haciz mahallinin takip dayanağı bonoda yazan adres olduğunu, haciz esnasında borçlulardan ..."ın haciz mahallinde bulunduğunu, takibi uzatmaya yönelik açılan davanın kötü niyetli ve haksız olduğunu, mahcuzların davalı borçluya ait olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, borçlulara ödeme emirlerinin haciz mahalli dışında farklı adreslerde tebliğ edildiği, davalı alacaklı tarafından borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği adresler için herhangi bir haciz talebinde bulunulmadığı takip dosyasında borçluların başkaca mal varlıklarının araştırılmasına yönelik (tapu-trafik-banka v.s.) herhangi bir işlem yapılmaksızın doğrudan doğruya davacı üçüncü kişinin kiracı olarak faaliyette bulunduğu haciz mahalline hacze gidildiği, haciz sırasında hazır bulunan borçlulardan ...’ın kendi iş yeri olmadığı halde, iş yeri anahtarının dava dışı kişiye verilerek icra heyetinin iş yerine girişinin sağlandığı, borçlulardan ...’ın menkullerin kendisine ait olduğunu belirtip, herhangi bir istihkak iddiasında bulunmayarak malların haczedilmesini sağladığı, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğu, takip dosyasında yapılan işlemler ve haczin yapılış şekline göre alacaklının üçüncü kişinin kira borcundan dolayı borçlulardan aldığı senedi, borçlular hakkında danışıklı takip yaparak üçüncü kişinin mallarının haczedilmesini sağlamak suretiyle tahsil edilmesi amacını güttüğü gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK.’nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Haciz, takip dayanağı bonoda belirtilen adreste yapılmıştır. Ayrıca haciz mahallinde borçlulardan Halil’in kimlik fotokopisi ile borçlulardan ...’a ait bazı evraklar bulunmuştur. Bu durumda İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile alacaklı yararınadır. İspat yükü altında olan üçüncü kişi, yasal karinenin aksini ispat etmek için güçlü ve inandırıcı delil sunamamıştır. Kaldı ki davacı üçüncü kişinin 06.12.2012 tarihinde Savcılıkda verdiği ifadesinde, takip dayanağı borcun kira sözleşmesinden kaynaklandığını, diğer borçlular İsmail ve ...’ın, borçlu olan babası ...’in arkadaşı olduklarını, haciz yapılan dükkanı ... ve ... aracılığı ile bulduğunu, yıllık talep edilen kira bedelinin bir kısmının peşin ödendiğini, kalanı için borçlu olan babası Halil tarafından senet verildiğini, diğer borçlular ... ve İsmail’in kefil olduklarını ifade etmesi karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK"nin 366 ve 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.