Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4498
Karar No: 2020/627
Karar Tarihi: 23.01.2020

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/4498 Esas 2020/627 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, bir taşınmazda bulunan binanın bazı katlarının mirasçıları tarafından kullanıldığını ancak diğer bölümlerin davalılar tarafından haklı bir neden olmaksızın kullanıldığını ileri sürerek ecrimisil (haksız işgal tazminatı) istemişlerdir. Mahkeme davayı kısmen kabul etmiş ve davalılardan 24.112,80 TL ecrimisilin müştereken tahsiline karar vermiştir. Ancak, taraflar ve hakimin denetimine açık, bilimsel verilere ve HMK'nin ilgili maddelerine uygun olarak hazırlanmamış olan bilirkişi raporu yeterli olmadığından karar bozulmuştur. Yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak, ecrimisil istenilen bölümlerin 2008 yılı kira gelirinin tespit edilmesi, tespit edilen bu değere ÜFE artış oranlarının yansıtılması, davalıların taşınmazlara yaptıkları iddia olunan katkıların ayrı bir davanın konusunu oluşturabileceği değerlendirilerek davacıların tapudaki payları oranında belirlenen ecrimisilden davalıların sorumlu tutulmaları gerektiği ifade edilmiştir. 25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatlarına göre ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminat
8. Hukuk Dairesi         2018/4498 E.  ,  2020/627 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ile bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    K A R A R
    Davacılar, paydaşı oldukları 211 ada 4 parsel sayılı taşınmazda zemin ve 4 normal kattan ibaret bina bulunduğunu, yapının 3. ve 4. katları için davalılarca açılan muhdesatın tespiti davasının kabulüne karar verilerek kararın kesinleştiğini, ancak zemin, 1. ve 2. katlarda bulunan bölümlerin de hiç bir haklı nedene dayanmadan davalılarca kullanıldığını ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, taşınmazda kendilerinin de paydaş olduğunu, muhdesatın aidiyetine karar verilen katlar dışındaki yapının muris tarafından karkas halde bırakılmasına rağmen kendileri tarafından kalanının inşa edildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, ecrimisil istenilen kısımlarının mirasbırakan tarafından kısmen yapıldığı geriye kalan kısmın davalılarca tamamlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 24.112,80 TL ecrimisilin davalılardan müştereken tahsiline dair verilen karar, davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli, kat irtifakı veya mülkiyeti bulunmayan bahçe nitelikli 211 ada 4 parsel sayılı taşınmazda tarafların paydaş olduğu, taşınmazda dava dışı paydaşların da bulunduğu, taşınmazda zemin + 4 normal kattan ibaret yapı bulunduğu, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/187E – 2013/225K sayılı kararı ile binanın 3 ve 4. katlarının davalı ... ile diğer davalıların mirasbırakanına ait olduğunun tespitine karar verildiği, kararın derecattan geçerek onandığı, davalı ..."in 23.09.2014 tarihinde ölümü ile geriye kalan mirasçıların davaya dahil edildiği açıktır.
    Bilindiği üzere, ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
    Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
    Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
    İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
    Eldeki davada, hükme esas alınan bilirkişi raporunun karar vermeye yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilmek güçtür.
    Şöyle ki; hükme esas alınan 12.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda, 18.09.2013 ile 18.09.2008 tarihleri arasında belirlenen ecrimisil için yapının karkas halde mirasbırakan tarafından bırakıldığı bu nedenle %40 üzerinden ecrimisilin belirlendiği ayrıca ecrimisil hesap edilen bölümlerde kira gelirinin 400 TL üzerinden saptanarak ÜFE artış oranları yansıtılmadan 2013-2008 yılları arası belirlenen tüm ecrimisilin 400 TL değer üzerinden hesaplandığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; yukarıda yazılı ilkeler gözetilerek, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle, 18.09.2008 ile 18.09.2013 tarihleri arası ileriye yönelik olarak belirlenecek ecrimisil için ecrimisil istenilen bölümlerin 2008 yılı kira gelirinin tespit edilmesi, tespit edilen bu değere ÜFE artış oranlarının yansıtılması, davalıların taşınmazlara yaptıkları iddia olunan katkıların ayrı bir davanın konusunu oluşturabileceği değerlendirilerek davacıların tapudaki payları oranında belirlenen ecrimisilden davalıların sorumlu tutulmaları gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekili ile bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 23/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi