8. Hukuk Dairesi 2018/6921 E. , 2020/7527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, birleşen davada davalı ... vekili ve birleşen davada davalı ... vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Asıl davada davacı vekili, vekil edeninin maliki olduğu dava konusu 1405 parsel sayılı taşınmaza davalılar tarafından ayrı ayrı müdahale edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile toplam 6.720 TL ecrimisil bedelinin tahsili ile elatmanın önlenmesini talep etmiştir.
Birleşen (2014/229 Esas sayılı) dosyada davacı vekili, vekil edeninin maliki olduğu dava konusu 1405 parsel sayılı taşınmaza davalı ... tarafından müdahale edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile (2008-2013 yılları arası) toplam 3.780 TL ecrimisil bedelinin tahsili ile elatmanın önlenmesini talep etmiştir.
Birleşen (2014/229 Esas sayılı) dosyada davalı, murise ait 1406 parsel sayılı taşınmazı sadece bir yıl kendi sınırları içinde kullandığını, taşınmazı daha önceleri babası ..."ın kullandığını, 1405 parsel sayılı taşınmaza tecavüzünün olmadığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgedeki sınır kaymalarından dolayı bir tecavüz meydana gelmiş olabileceğini, talep edilen ecrimisil miktarının çok yüksek olduğunu, sınır kayması sonucu meydana gelen tecavüzün 2013 yılı Eylül ayından önce sonlandırdığını ve son bir yıldır yerin boş olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Birleşen (2014/230 Esas sayılı) dosyada davacı vekili, vekil edeninin maliki olduğu dava konusu 1405 parsel sayılı taşınmaza davalı ... tarafından müdahale edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile (2008-2013 yılları arası) toplam 1.470 TL ecrimisil bedelinin tahsili ile elatmanın önlenmesini talep etmiştir.
Birleşen (2014/230 Esas sayılı) dosyada davalı, annesi adına kayıtlı 355 parsel sayılı taşınmazı 20 yıldan beri nizasız ve fasılasız olarak ve sınır ihtilafı olmadan kullandığını, davacının 2013 yılı hasat döneminde 1405 parsele yönelik ölçüm yaptırdığını, akabinde ölçüme uygun olacak şekilde bu alanı terkettiğini, yerin boş olduğunu, ihtar çekilmeden geriye dönük ecrimisil talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ve alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, açılan davanın ve birleşen davaların kısmen kabulü ile; davacıya ait 1405 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 21.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda sarı boyalı A harfi ile gösterilen, 4673,66 m2"lik kısmına davalı ... tarafından yapılan tecavüzün önlenmesine, davacıya ait 1405 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 21.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda yeşil boyalı B harfi ile gösterilen ve kırmızı boyalı C harfi ile gösterilen toplam 3.464,03 m2"lik kısmına davalı ... tarafından yapılan tecavüzün önlenmesine, davacıya ait 1405 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 21.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda mavi boyalı D harfi ile gösterilen, 275,49 m2"lik kısmına davalı ... tarafından yapılan tecavüzün önlenmesine, davacıya ait taşınmazın fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 21.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda sarı boyalı E harfi ile gösterilen, 7.406,00 m2"lik ve kırmızı boyalı F harfi ile gösterilen 505 m2"lik kısmına davalı ... tarafından yapılan tecavüzün önlenmesine, ecrimisil bedeli olarak belirlenen tutardan; 2.997,45 TL"sinin davalı ..."den, 2.221,66 TL"sinin davalı ..."den, 5.073,72 TL"sinin davalı ..."tan, ve 176,69 TL"sinin davalı ..."den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, birleşen davada davalı ... vekili ile birleşen davada davalı ... vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, tapu kaydına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 1405 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, davalıların çaplı taşınmaza kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi (HUMK mad. 74) hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural, sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; ""İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir."", TMK"nin 6. maddesine göre ise; ""Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."" şeklindedir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, birleşen davada davalı ... vekili ile birleşen dava davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2)a. Birleşen davada davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Somut olayda, birleşen davada davacı vekilinin 2008-2013 yıllarına ilişkin ecrimisil isteminde bulunmasına rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2009-2014 yılları arasında hesaplama yapıldığı, davalı ...’nin miras bırakanı Hayrullah’ın 23.01.2013 tarihinde vefat ettiği, (dosya kapsamından) ölüm tarihi öncesi davalının fiili kullanımının bulunmadığı, ölüm tarihinden sonrası ise terk hususunun tereddüte mahal bırakılmayacak şekilde belirlenemediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece, taşınmazın aynına ilişkin itilafla ilgili bilirkişi katılımıyla keşif yapıp, tanıkları dinlemeli, terk olgusu üzerinde durulmalı, dava konusu yere ecrimisil talep edilen dönemi kapsar şekilde davalının müdahelesinin bulunup bulunmadığının keşfen ve tanık beyanları ile (özellikle dava tarihinden önce terkin gerçekleşip gerçekleşmediği) kesin olarak belirlendikten sonra, var ise müdahale edilen alan üzerinden 23.01.2013 tarihinden dava dilekçesinde belirtilen son dönem üzerinden hesaplama yapması gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar vermesi doğru değildir.
b. Birleşen davada davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Somut olaya gelince; birleşen davada davacı vekili 2008-2013 yıllarına ilişkin ecrimisil isteminde bulunmuş olup dava 16.07.2014 tarihinde açılmıştır. Davalı ise süresinde verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Ancak mahkemece, davalı savunmasında belirtilen terk hususunun tereddüte mahal bırakılmayacak şekilde belirlenemediği gibi zamanaşımı def’ine rağmen 2009-2014 yıllarına yönelik ecrimisil hesaplaması yapılmıştır.
Bu durumda, mahkemece, taşınmazın aynına ilişkin itilafla ilgili bilirkişi katılımıyla keşif yapıp, tanıkları dinlemeli, terk olgusu üzerinde durulmalı, dava konusu yere ecrimisil talep edilen dönemi kapsar şekilde davalının müdahelesinin bulunup bulunmadığının keşfen ve tanık beyanları ile (özellikle dava tarihinden önce terkin gerçekleşip gerçekleşmediği) kesin olarak belirlendikten sonra, var ise müdahale edilen alan üzerinden zamanaşımı def’i de dikkate alınarak ecrimisil hesaplaması yapması gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar vermesi doğru değildir.
3. Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Somut olayda asıl ve birleşen davalar elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Öte yandan birleşen davalar birlikte görülmekle birlikte, ayrı dava olma özelliğini korumaya devam eder. Bu nedenle her bir davalı hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinde kuşku yoktur. Hal böyle olunca, (şartların varlığı halinde,) vekalet ücreti yönünden de ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
4. Ayrıca 6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesinde; hüküm kısmında isteklerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Öte yandan birleşen davalar birlikte görülmekle birlikte, ayrı dava olma özelliğini korumaya devam eder. Bu nedenle her bir davalı hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinde kuşku yoktur. Somut olaya gelince; Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların ayrı davalar olduğu gözetilerek birleştirilen davalar hakkında ayrı hüküm kurulması gerekirken, HMK"nin 297/2. maddesine aykırı olacak şekilde yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ:Açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin 3 ve 4 nolu bentlerde, birleşen davada davalı ... vekilinin 2) a.ve 4 nolu bentlerde, birleşen davada davalı ... vekilinin ise 2) b. ve 4 nolu bentlerde belirtilen temyiz itirazlarının kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davalı ... vekili ile birleşen davada davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 24.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.