8. Hukuk Dairesi 2018/7201 E. , 2020/7600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, vekil edenine babasından kalan 204 ada 16 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından uzun zamandır kullanıldığını belirterek, dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için 5.000 TL ecrimisil isteminde bulunmuş, bilahare taleplerini 18.994,43 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davacı ile kardeş olduklarını muris babalarından intikal eden taşınmazların sözlü olarak aralarında rızaen taksim edildiğini, dava konusu dükkan ve evin, arkasındaki kömürlük olan boşluğun yapımında kendisinin emeği ve kazancı olduğu için kendisine verildiğini, davacı ve diğer mirasçıların rızası ile kullandığını, intifadan menin gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 18.994,43 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden 117,75 m2, dükkanlı 2 katlı kargir ev nitelikli dava konusu 204 ada 16 parselde davacının 13/16, davanın 3/16 oranla paylı malik olduğu, taşınmaz üzerinde alt katı dükkan üst katı mesken olan 2 katlı yapı bulunduğu sabittir.
Dosyada mahallinde yapılan keşifte mahkeme gözleminde alt kattaki dükkanın davalının oğlu tarafından internet kafe olarak kullanıldığı, üst kastın ise yine davalının oğlu tarafından kullanıldığının belirtildiği; dinlenen tanıkların da dava konusu taşınmazın davalı tarafından kullanıldığını beyan ettikleri görülmüştür.
Dava konusu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı kararı).
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; dava konusu dükkan ile evin davalı tarafından yapılıp yapılmadığı, intifadan menin gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeksizin karar verildiği anlaşılmıştır.
O halde Mahkemece yapılması gereken iş; davalının savunması da dikkate alınarak, toplanmış ve toplanacak deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle, dava konusu dükkan ve evin davalı tarafından yapılıp yapılmadığı, intifadan menin gerçekleşip gerçekleşmediği hususları üzerinde durularak oluşacak sonuca göre az yukarıda belirtilen ilke ve usuller çerçevesinde bir karar vermek olmalıdır.
Kabule göre de; Yargıtayın ve Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre kira geliri üzerinden ecrimisil talebi olduğu takdirde; ilk dönem ecrimisil bedelinin rayice göre belirlenip, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranı uygulanarak tespiti gerekirken, tam tersi yol izlenerek dava tarihindeki aylık kira bedeli belirlenip, geçmişe endeks uygulanıp sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davalının temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan sebeplerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.