8. Hukuk Dairesi 2018/6605 E. , 2020/7619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin kayden maliki olduğu taşınmazın 76.993 metrekarelik kısmına davalı yanca tel çit çekmek ve askeri tesisle birleştirmek suretiyle tecavüzde bulunulduğunu, kamulaştırmasız elatmaya dayalı tazminat davasında 27.09.2013 tarihinde işgal sona erdirilip kamulaştırmadan vaz geçildiği için dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini ileri sürerek işgalin sona erdirildiği 27.09.2013 ile 27.09.2008 arası dönem için, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir .
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur .
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava: ecrimisil istemine ilişkindir .
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 7 parsel sayılı, içinde üç kulesi olan tarla nitelikli, 144.237 metrekare alanlı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, Mahkemece 76.993 metrekarelik kısma tecavüz olduğu tespit edilerek, dava tarihinden geriye dönük 5 yıl ile işgalin sona erdirildiği tarih arası, tecavüzlü alanın 4.664 metrekaresinin imar planı içinde kaldığı ve bu kısım için açık depolama alanı olarak kullanım değerlendirilerek kira bazlı; 72.329 metrekaresinin ise imar planı dışında kaldığından bahisle imar planı dışında kalan kısım için tarla olarak ürün bazlı değil de tarla kirası yöntemiyle hesap yaptırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır .Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"un 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir . Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu Tarım İl veya İlçe Müdürlüğü"nden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, Hal Müdürlüğü"nden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Somut olaya gelince; tecavüzlü alanın 72.329 metrekaresinin imar planı dışında kaldığından bahisle imar planı dışında kalan kısım için, temyiz talebinde bulunan davalı yanın usulü müktesep hakkı da gözetilmek suretiyle, yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda tarla olarak ürün bazlı değil de tarla kirası yöntemiyle hesap yaptırılarak davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir .
SONUÇ : Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 26.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.