8. Hukuk Dairesi 2018/6739 E. , 2020/7628 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı, dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından olduğunu, davalının ise sınır komşusu olan 14 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan binanın maliki olduğunu, binanın üzerinde yer aldığı taşınmazın ise davalının oğlu adına tescil edildiğini, davalının dava konusu taşınmazın bir kısmına duvar çekerek toprakla doldurduğunu, evinin alt katının giriş merdiveninin dava konusu taşınmazına tecavüzlü olduğunu, davalının evinin dava konusu taşınmaza bakan kısmına kapı ve pencere açtığını, evinin üzerinde biriken yağmur sularının dava konusu taşınmaza aktığını öne sürerek davalının evinden kendi arazisine akan kirli su ve yağmur sularının tecavüzünün engellenmesine, buna sebep olan yapıların (kaçak çatı ve çatı katının),duvarın, merdivenin, ve arazisine bakan kapı ve pencerelerin kaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, evin kadastro tespit çalışmalarından çok önce yapıldığını, evin yapılış zamanında davacının anne ve babasının hayatta olup evin inşaasına itiraz etmediklerini, davacıya ait taşınmaza tecavüzünün olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, hükme esas alınan fen bilirkişi raporu uyarınca, (A) harfi ile gösterilen duvar ve arkasındaki dolgudan oluşan 9.63 m2"lik kısmın davacının taşınmazına tecavüzlü olduğu, davalıya ait evin merdiveninin ise dava konusu taşınmaza herhangi bir müdahalesinin bulunmadığının tespit edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 11.03.2016 tarihli ek fen bilirkişi raporu ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen kırmızıya boyalı kısmındaki duvar ve arkasındaki dolgudan oluşan 9.63 m2 lik yere davalının müdahalesinin menine ve bu alandaki duvar ve arkasındaki dolgunun kal"i ne, kaldırma masraflarının davalı tarafça karşılanmasına, ek fen bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına, davalının evine ait merdivenin davacının taşınmazına bir müdahalesi olmadığı anlaşıldığından, merdivenin kal"ine yönelik talebin reddine karar verilmiş, bunun yanında harç, vekalet ücreti gider avansı ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm kurulmamıştır.
Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’un 382 ve devamı maddelerinde gerekse de yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hükmün Kapsamı” başlığını taşıyan 297’nci maddesi; “(1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenlenmiştir. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olması gereklidir. Anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi kanun ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama gerek yargı erki ile hakimin, gerek mahkeme kararlarının her türlü çelişkiden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
Mahkemece HMK’nin 297., 323., 326. maddelerine göre harç, vekalet ücreti gider avansı ve yargılama giderleri hakkında uygun hüküm kurulması gerekirken, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.