8. Hukuk Dairesi 2018/5800 E. , 2020/7629 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, müvekkili ile davalının paydaşı oldukları dava konusu mesken niteliğindeki taşınmazın davalı tarafça tek taraflı olarak 01.12.2006 tarihli kira sözleşmesi ile aylık 1300 TL bedelle dava dışı üçüncü kişiye kiralandığını, tüm kira gelirinin davalı tarafından tahsil edildiğini, dava konusu taşınmazın 02.09.2009 tarihinde cebri icra yolu ile satıldığını öne sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kayı ile ile davalının 01.12.2006-02.09.2009 tarihleri arasına ilişkin olarak davalı tarafça tahsil edilen kira gelirinden müvekkilinin hissesine düşen 5.400,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı ile kardeş olduklarını, muris anne ve babalarından altı kardeşe bir kısım menkul ve gayrımenkullerin intikal ettiğini, taşınmazladan yararlanma konusunda kardeşler arasında anlaşma yapıldığını, satılma tarihine kadar şifahi anlaşmanın ihtilafsız olarak uygulandığını, anlaşma çerçevesinde dava konusu taşınmazın kirasının 04.05.2009 tarihine kadar kendisi tarafından alındığını, talep edilen alacağın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğu ve zamanaşımına uğradığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, her ne kadar dava konusu taşınmazın paydaşları arasında taşınmazın kullanım biçimine ilişkin şifahi anlaşma olduğu iddia edilmiş ise de, anılan anlaşmaya davacının katılımının olduğu hususunun kanıtlanamadığı,gerekçesi ile hükme esas alınan bilirkişi raporu ve davalının rapora itirazları uyarınca Mahkemece resen yapılan hesaplama uyarınca davanın kısmen kabulü ile 11.06.2007-02.09.2009 tarihleri arasına ilişkin olarak 5.092,19 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil istemine ilişkindir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
Belirtilmesi gereken diğer bir husus ise, TMK"nin 6. maddesi uyarıca iddia sahibinin iddiasını ispat ile yükümlü olup, ecrimisil isteğine ilişkin davalarda da, öncelikle davacının işgalin varlığını, süresini ve işgalli alanın miktarını kanıtlanması gerektiği, diğer bir anlatımla Mahkeme tarafından kabul kararı verilebilmesi için, dava konusu taşınmazların, davalıların kullanımında olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde ispat edilmesi gerektiğidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden 203 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan dava konusu 1 nolu bağımsız bölümün, 23.01.2001 tarihinde kat irtifakı tesisi sebebi ile davacı, davalı ve dava dışı dört kardeşleri adına paylı mülkiyet esaslarına göre tescil olunduğu, davacı ve davalının da aralarında bulunduğu bir kısım paydaşlar aleyhine alacaklı ... tarafndan ... 3. İcra Müdürlüğünün 2003/6940 sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibi neticesinde bir kısım hissedarların toplam 2/3 payının 04.05.2009 tarihinde yapılan ihale ile alacağa mahsuben satıldığı, ihalenin kesinleşmesi ile de 02.09.2009 tarihinde bu kişi adına tescil edildiği, davalının ise ihale tarihinden sonraki dönem için dava konusu taşınmazın kira bedellerini tahsil etmediğini iddia ettiği anlaşılmıştır.
Bu durumda Mahkemece, anılan dönem yönünden savunma üzerinde durularak, kira bedellerinin davalı tarafça tahsil edilip edilmediği noktasında taraf delilleri değerlendirilmeksizin, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.