8. Hukuk Dairesi 2018/7073 E. , 2020/7660 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, vekil edeninin, 2003 yılında vefat eden murisi ... ...’dan intikal eden 428 ada 25 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın D blok zemin kat 2 no’lu bağımsız bölümünün hissedarlarından birisi olup, davalıların murisin vefat tarihinden itibaren kesintisiz biçimde 11 yılı aşkın süreden beri davacının rızası hilafına anılan bağımsız bölümü kullandıklarını, müvekkilinin davalılardan ... 2. Noterliğinin 02.06.2014 tarihli ve 5489 yevmiye no’lu ihtarnamesi ile kendi payına düşen ve 5 yıllık haksız kullanım süresine ilişkin olarak 12.000,00 TL ecrimisili talep etmesine rağmen kendisine ödeme yapılmadığını, davalıların vekil edenine gönderdikleri ... 2. Noterliğinin 12.06.2014 tarihli ve 5907 yevmiye no’lu cevabi ihtarname ile taşınmazdaki haksız işgallerini tevilli olarak ikrar ettiklerini, sonrasında anılan bağımsız bölümdeki haksız kullanımlarına devam ettiklerini açıklayarak, fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 6.000,00 TL ecrimisilin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, vekil edenlerinden ...’ın muris ..."ın mirasçısı ve davacının da kardeşi, diğer vekil edeni ...’ın ise ..."nin eşi olduğunu, müvekkillerinin yakın zamana kadar dava konusu taşınmazı aile konutu olarak kullandıklarını ancak bu kullanımın muris ... ...’nın sağlığında onun rızasıyla ölümünden sonra ise diğer ortak murisleri olan anneleri ... ...’nın rızası ile olduğunu, davacının müvekkillerine gönderdiği ihtarname öncesinde taraflar arasında dava konusu taşınmazın kullanımı ile ilgili bir ihtilaf yaşanmadığını, ecrimisil alacaklarının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın daire vasfında olup kiraya verilebileceğinden intifadan men şartının aranmayacağı, murisin ölümü sonrasında da davalıların taşınmazda oturdukları, davacıya ödeme yapıldığının da ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 6000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Somut olayda dosya kapsamından davacı ...’nın dava konusu edilen 428 ada 25 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki kat mülkiyetine tabi binanın D Blok Zemin Kat 2 no’lu bağımsız bölümünde 2/3 payın maliki olup tescilin satış+birleştirme suretiyle 30.05.2014 tarihinde oluştuğu anlaşılmaktadır. Davalılardan ..., anılan taşınmazda 12.09.2011 tarihinde satın alma nedeniyle 1/12 pay maliki iken, payını dava dışı ... ...’ya 04.10.2013 tarihinde sattığı bu tarihten itibaren taşınmazı kullanan ancak paydaş olmayan 3. kişi durumuna geldiği, diğer davalı ...’ın ise anılan taşınmazda intikal sebebiyle 12.09.2011 tarihinde 4/12 pay maliki iken, bu payını 30.05.2014 tarihinde davacıya satarak, bu tarihten itibaren taşınmazı kullanan ancak paydaş olmayan 3. kişi durumuna geldiği, davacının davalılara gönderdiği intifadan men’e yönelik ... 2. Noterliğinin 02.06.2014 tarihli ve 5489 yevmiye no’lu ihtarnamesinin tebliğ tarihi 06.06.2014 olup, ihtarnamede ecrimisil ödenmesi hususunda davalılara verilen 7 günlük sürenin de 15.06.2014 tarihi itibariyle dolduğu, bu tarihler davalıların taşınmazdaki paylarını devrederek taşınmazı kullanan 3 kişi durumuna geldikleri tarihlerden sonraki tarihler olup, dosya kapsamından davalıların, taşınmazı kullanan kişiler olarak, tapuda davacı ile birlikte paylı malik oldukları süre içerisinde davacının, kendilerini intifadan men ettiği hususunun da davacı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Ancak davalılardan ...’ın taşınmazdaki payını satış suretiyle 04.10.2013 tarihinde devretmesi nedeniyle bu tarihten itibaren, diğer davalı ...’ın ise taşınmazdaki payını 30.01.2014 tarihinde satış suretiyle devrederek bu tarihten itibaren taşınmazı kullanan 3. kişi durumuna gelmesi, bu tarihler itibarıyla intifadan mene gerek olmaması nedeniyle, her iki davalının paylarını devrettikleri ve 3. kişi durumunu aldıkları tarihler ile dava tarihi arasında geçen süreler ve bu süreler içerisindeki davacının dava konusu taşınmazdaki pay oranı nazara alınarak davacı lehine ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlerlendirme ile dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre nazara alınarak davacı lehine ecrimisile hükmedilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.