8. Hukuk Dairesi 2018/7186 E. , 2020/7693 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, davaya konu 7558 ada 8 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinden davalı şirkete ait yüksek gerilim hattı geçmesi sebebiyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 24.01.2009-24.01.2014 tarihleri arasında tahakkuk eden 30.000 TL ecrimisilin, işgalin başlangıç tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep etmiş, talebini 51.312 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 51.312 TL ecrimisilin dönem sonlarından itibaren faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup, bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve 6100 sayılı HMK"nin 266. vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; dava konusu 7558 ada 8 parselde kayıtlı arsa vasıflı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ya da mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı olmadığı, keşif sonrası düzenlenen fen, mimar ve elektrik mühendisi bilirkişi kurulu raporuna göre davalı şirket tarafından davaya konu taşınmaz üzerinden geçirilen 3 m genişliğinde 47,10 m uzunluktaki enerji nakil hattının taşınmazın 141.30 m2 alanı etkilediği, talep edilen dönem için 51.312 TL ecrimisil hesaplandığı, raporda emsal karşılaştırmasının yapılmadığı, raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yukarıdaki ilkeler uyarınca taraflara imkan ve süre verilerek, taşınmazın arsa niteliği dikkate alınarak, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmesi, inşaat mühendisi, gayrimenkul değerleme uzmanı, gayrimenkul değerleme uzmanı bulunamazsa emlakçı ve elektrik mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulundan, emsaller ve davaya konu taşınmaz üzerinden enerji nakil hattı geçirildiğinden taşınmazın zeminini davacının sınırlı da olsa kullanabileceği de gözetilerek ilk dönem ecrimisil bedelinin tespit edilmesi ve diğer dönem ecrimisil bedellerinin ise ilk dönem ecrimisil bedeline ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak değerden az olmamak üzere takdir edilmesi ve bu şekilde belirlenecek miktara hükmedilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu ile yetinilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 30.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.