8. Hukuk Dairesi 2018/7291 E. , 2020/7701 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava konusu taşınmazlarda müvekkiline ait payı davalıların tek başlarına kullandığını, müvekkilinin faydalanmasına izin vermediklerini belirterek, davacının payı oranında elatmanın önlenmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla geriye dönük beş yıllık 4800 TL ecrimisilin dönem sonlarından itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalılardan ... hakkındaki davadan feragat edilmiş olması, ... hakkındaki davada ise intifadan men koşulunun gerçekleştiğinin ispatlanamaması nedeni ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil talebine ilişkindir.
Dava konu taşınmaz, tarafların murisi adına tapuda kayıtlı olup taraflar elbirliği halinde paydaştır. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazlar hakkında davacı tarafından 19.01.2011 tarihinde ortaklığın giderilmesi davası açılmış olup, dava dilekçesinin davalılara tebliği tarihinde intifadan men koşulu gerçekleşeceğinden, ecrimisile ilişkin diğer koşulların varlığı halinde dava dilekçesinin davalılara tebliğ tarihinden dava tarihine kadar ki dönem için ecrimisile hükmedilmesi gerekirken dava konusu taşınmazların tarla olduğu ve intifadan men koşulunun gerçekleşmediğinden bahisle davanın tümden reddi doğru olmamıştır.
Ayrıca tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirilerek, Mahkemece; taşınmazlarda davalı ...’ün kullandığı yerlerin şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, paydaşlar arasında fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığının, oluşmuş ise davalı ..."ın kullanımında olan bölümlerin kimin kullanımına bırakıldığının, oluşmamış ise davacının kullanabileceği bir bölümün olup olmadığının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.