8. Hukuk Dairesi 2019/737 E. , 2020/7908 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Asıl Dava: Galle Fazlasına Müstahak Vakıf Evladı Olduğunun Tespiti
Birleşen Dava: Tevliyete Ehil Vakıf Evladı Olduğunun Tespiti
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İskerderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.07.2018 tarihli ve 2015/743 Esas, 2018/306 Karar sayılı kararıyla asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davalılar vekillerince ayrı ayrı Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava dilekçesinde davacıların mülhak ... Vakfı"nın galle fazlasına müstehak vakıf evladı, birleşen dava dilekçesinde asıl dava davacılarından ..."nin aynı vakfın tevliyetine ehil vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilmesi istenmiştir.
İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuş, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi davacılar vekilinin istinaf istemini usulden, davalı ... Genel Müdürlüğünün istinaf istemini esastan reddetmiştir. İstinaf isteminin esastan reddine dair karar davalılar vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1. Asıl dava yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Dava galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Vakıftan galle fazlasının alınabilmesi için öncelikle vakfeden ile kan bağının ispatlanması sonra da bu hususta vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, dava konusu ... Vakfı"nın 1318 H. (1901 M) tarihli vakfiyesinde galle fazlasının evlada verilmesi ile ilgili olarak ayrı ve özel düzenleme bulunduğu, vakfiyede "...sonra böylece evladi zükürinden hasıl ve anlara mahzı züküretle mensup olan zükür ve inas evladı evladına, sonra böylece batnen bade batnin ve tabakatin taakup ve tenasül eden ensal ve akabına vakfetti, bunlardan yukarı tabaka aşağı tabakayı hacb edecek, yani yukarı tabaka mevcut oldukça aşağı tabaka galleye müstehik olmayacaktır" denilerek galle fazlasının erkek evlat soyundan gelen kız ve erkek evlada batın şartı ile şart kılındığı, davacıların vakıfın 4. batından zükur evlatları olduğu ve 3. batında bulunan davacıların amcası dava dışı ..."nin temyiz inceleme tarihi itibariyle sağ olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre, dava konusu vakfın galle fazlası batın tertibi (ön batında vakıf evladı varsa sonraki batında bulunanların hak sahibi olamayacakları kuralı) ile evlada bırakıldığından, Mahkemece İskenderun Asliye Hukuk Mahkemesinin 1952/440-587 sayılı ilamında adı geçen vakıf mirasçılarının açık kimlik ve nüfus kayıtlarına göre bir soyağacı çizelgesi çıkartılarak, üçüncü batında sağ vakıf evladı bulunup bulunmadığının denetime elverişli bilirkişi raporuyla tespit edildikten sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile davacıların amcaları dava dışı ..."nin sağ olduğu dikkate alınmadan davanın kabulü doğru değildir.
2. Birleşen dava yönünden yapılan temyiz incelemesinde,
Dava, tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
5737 sayılı Vakıflar Kanunu"nun 3. maddesine göre mülhak vakıf, mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş olan yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş ve bu kişiler tarafından yönetilen vakıflardır.
Tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilebilmesi için öncelikle vakfeden ile soybağının ispatlanması sonra da vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespiti mahkemeye, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 6. maddesi gereğince atama (tevcih) ise davalı idareye ait bir görevdir.
Dava konusu ... Vakfı"nın 1318 H. (1901 M) tarihli vakfiyesindeki tevliyete ilişkin düzenlemelere göre, vakfiyede "...vakfın tevliyetini sağ oldukça hiçbir müşarik ve münazi olmıyarak kendi nefsine, sora sağ oldukça Zihnizade merhum ... kızı zevcesi ... hanıma, zevcesinden sona sulbi kebir oğlu ..., bundan sonra zükür evladın en yaşlı erşedine" şeklinde düzenlenerek, tevliyetin erkek evladın en yaşlı ve erşedine bırakıldığı anlaşılmıştır.
Buna göre, Mahkemece İskenderun Asliye Hukuk Mahkemesinin 1952/440-587 sayılı ilamında adı geçen vakıf mirasçılarının açık kimlik ve nüfus kayıtlarına göre bir soyağacı çizelgesi çıkartılarak, davacıdan daha yaşlı erkek ve erşed evlat bulunup bulunmadığının araştırılması, bulunmadığının tespiti halinde davanın kabulü, bulunduğunun tespiti halinde ise tevliyeti kabul edip etmediklerinin sorulması, ancak bu kişilerin muvafakati ile davanın kabul edilebileceği, aksi takdirde davanın reddinin gerekeceği düşünülmeden, yetersiz araştırma ve eksik inceleme sonucu davanın kabulü doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK"nin 373/1 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK"nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 07.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.