8. Hukuk Dairesi 2018/6597 E. , 2020/7927 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili, davalı ... vekili, davalı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde, müvekkiline ait 8 parça taşınmazın davalı ... ve .... tarafından yol ve santral olarak işgal edildiğini belirterek, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil talep etmiş, birleşen davada ise aynı parseller hakkında, aynı sebebe dayanarak İstanbul Büyükşehir Belediyesinden ecrimisil talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazların ana arter yol üzerinde bulunması sebebiyle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı .... vekili cevap dilekçesinde, iki kurumun komşu olduğunu, bu güne kadar bu şekilde kullanıldığını, dava konusu yerin gelir elde edilebilecek yerlerden olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazların bulunduğu yolun ana arter yol kapsamından çıkarıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın Avcılar Belediyesi yönünden reddine, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve .... yönünden kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili, davalı ... Belediyesi vekili ve .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil talebine ilişkindir.
Dava konusu 8 parça taşınmazdan 6077 parsel sayılı taşınmazda davacının paylı, diğer taşınmazlarda tam malik olduğu, uzman bilirkişi raporlarına göre davalılar tarafından yol ve kaldırım olarak işgal edildiği, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil talep edildiği sabit olup, uyuşmazlık; dava konusu taşınmazların ana arter yol kapsamında olup olmadığı, dolayısıyla pasif husumetin belirlenmesine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. a) Davalılar hakkında pasif husumete ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. maddesinde büyükşehir belediyelerinin görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiş, 7/1-g maddesinde ise, büyükşehir belediyesinin yetki alanındaki mahalleleri ilçe merkezine bağlayan yollar, meydan, bulvar, cadde ve ana yolları yapmak, yaptırmak, bakım ve onarımından büyükşehir belediyelerinin sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Öncelikle dosya içinde bulunan Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) tarafından gönderilen 07.03.2014 tarihli müzekkere cevabına göre, 17.12.2009 tarihinde dava konusu parsellerin ana arter yol kapsamından çıkarıldığının belirtilmesi karşısında, Mahkemece pasif husumetin tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, ana arter yol kapsamında olan yer ve zaman aralığı için büyükşehir belediyesinin, ana arter olmayan dönem için ilçe belediyesinin sorumlu tutulacağı gözönünde bulundurularak uzman bilirkişiden rapor alınması gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2. b) Davacı vekilinin ecrimisil hesabına ilişkin temyiz itirazına gelince;
Dava konusu taşınmazlar üzerinden yol ve kaldırım geçirilmesi nedeniyle yalnız işgal edilen yerlerin değil aynı zamanda işgal harici kalıp da kullanılması mümkün olmayan yerlerin de hesaba katılması gerektiğine ilişkin itirazın mahkeme tarafından yeterince tartışılmayıp açıklığa kavuşturulmaması da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 1. bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının REDDİNE, taraflarca HUMK"un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 07.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.