8. Hukuk Dairesi 2018/7321 E. , 2020/7932 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Paydaşlar Arasında Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, vekil edenlerinin murisi ..."ın 22.10.2002 tarihinde vefat ettiğini, vekil edenlerinin murisinden kalan dava konusu taşınmazda payları olmasına rağmen davalıların kullandırmamak suretiyle hisselerine tecavüz ettiklerini, her katı aylık 300,00 TL den kiraya verdikleri, vekil edenlerine miras yoluyla kalan bu taşınmazı davalıların hiç bir şekilde kullandırmadıklarını belirterek davacılara mirasen intikal eden paylarına tecavüzlerinin meninin ve son beş yıllık toplam 8.000,00 TL ecrimisil alacağının 03.09.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselesilen davalılardan alınarak payları oranında davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacılarla davalıların söz konusu tapu kaydında müşterek mülkiyet esaslarına sahip olduğunu, davacıların ihtarına karşılık Zonguldak 2. Noterliğinin 12.09.2013 tarihli ve 12414 yevmiye nolu ihtara cevap verdiklerini, bu cevaptaki tüm açıklamaları reddettiklerini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 227 ada 21 nolu parselde kayıtlı 3 katlı yığma binaya davacıların kullanımlarının engellenmesi yönündeki tecavüzün önlenmesine, davacı ... için hissesine düşen toplam 1.553,49 TL, davacı ... için hissesine düşen toplam 665,77 TL, davacı ... için hissesine düşen toplam 665,77 TL"nin dönem sonlarından itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine karar verilmiştir. Hüküm davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.), Tapu Kanunu"nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK"nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazda 12/36 hisse davalı ..., 4/36 hisse davalı ..., 14/36 hisse davalı ..., 4/36 hissesi dava Serpil Kayıkçı adlarına paylı mülkiyet şeklinde, kalan 1/3 hisse davacı ..., davacı ..., davacı ..., davalı ..., dava dışı Naciye Karadayı, dava dışı ..., dava dışı Sabriye Evliyaoğlu adlarına tapuda elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı olduğu, taşınmazda kat irtifakı/kat mülkiyetinin kurulu olmadığı, mahkemece yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda, taşınmaz üzerinde 3 katlı yapının mevcut olduğunun belirlendiği, taşınmazda bulunan 3 adet bağımsız bölümün davalılar tarafından kiraya verilmek suretiyle tasarruf edildiği, davacıların taşınmazda kullandıkları ve kullanabilecekleri bir yerin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, dava konu taşınmazda davalıların da paydaş olduğu gözetilerek davacıların payı oranında elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava konusu yerin tamamına yönelik elatmanın önlenmesine karar verilmesi doğru değildir. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Davalılar vekilinin yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile, Yerel Mahkeme hükmünün 1. fıkrasındaki ""...davacıların kullanımlarının engellenmesi yönündeki tecavüzün önlenmesine," ibaresinin hüküm fıkrasında çıkarılmasına, yerine "...davacıların kullanımlarının engellenmesi yönündeki tecavüzün davacıların payı oranında önlenmesine,” ifadelerinin yazılmasına 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.