Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/25435
Karar No: 2014/3853
Karar Tarihi: 13.02.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2013/25435 Esas 2014/3853 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, SGK'ya primlerinin ödendiği halde, çalıştığı süre boyunca ücretinin ödenmediğini iddia ederek, davalıdan ücret alacağı tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise, ücretlerin düzenli olarak ödendiğini ancak küçük bir işyerinde personelin ücret aldığına dair bordroların imzalatılmadığını, davacı da dahil tüm personele aynı şekilde günlük veya aylık ödemelerin makbuz olmaksızın yapıldığını savunmuştur. Mahkeme, taraflar arasındaki uyuşmazlık nedeniyle davacının aylık ücretini belirleyerek, ödenmeyen ücret alacaklarını hüküm altına alması gerektiğini belirtmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 37. maddesine göre, işverenlerin işçilere ücretlerini elden ya da banka kanalıyla ödeyip, ücret hesap pusulası vermeleri zorunludur. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir. Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 32. maddesinde ise, işverenlerin, belirli koşulların varlığı halinde üzerinde anlaşılan ücreti işçi adına açılacak banka hesabına yatırmak zorunda olduğu belirtilmiştir.
7. Hukuk Dairesi         2013/25435 E.  ,  2014/3853 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İskenderun 1. İş Mahkemesi
    Tarihi : 06/06/2013
    Numarası : 2012/499-2013/847

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Davacı vekili, davacının 22.08.2011-31.01.2012 tarihleri arasında çalıştığını, SGK" na pirimlerinin yatırılmasına rağmen aylık ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, tüm ücretlerinin ve sigorta primlerinin düzenli olarak ödendiğini, ancak eczane gibi küçük bir işyerinde personelin ücret aldığına dair bordroların imzalatılmadığını, ancak davacı da dahil tüm personele aynı şekilde günlük veya aylık ödemelerin makbuz olmaksızın yapıldığını, dinlenen tanık beyanlarıyla bu durumun sabit olacağını, davacının işyeri kapandıktan sonra ücret bordrolarını imzalamamış olması nedeniyle ücret almadığını söyleyerek kötü niyetli olarak bu davayı açtığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece davacının 8 aylık ücret alacağı talebinde bulunduğu, her ne kadar ödeme olgusunun tanık anlatımıyla ispatlanması mümkün değilse de, tek geçim kaynağı aylık ücreti olan davacının bu kadar uzun bir süre ücret almadan çalışılmış bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, İskenderun 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/908 Esas nolu dosyasında davacının işyerinin gerek işletenin Dr.U. A.. olduğu, bir aylık sigortasını yatırmaması ve SGK"na tanık olarak çağrılması nedeniyle aralarında husumet oluştuğu şeklinde beyanda bulunduğu bu ikrarının kendisini bağlayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununun 37 nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
    Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
    Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
    4857 sayılı Yasanın 32 nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
    Somut olayda, davacı 22.08.2011-31.01.2012 tarihleri arasında ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiştir. Ücretlerin ödendiğini ispat yükü işveren üzerindedir.
    Mahkemece her ne kadar Sulh Ceza Mahkemesindeki davacı beyanına dayanılarak mahkeme dışı ikrarının takdiri delil olduğu, bir kişinin 8 ay kadar uzun süre ücret almadan çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermişse de, Sulh Ceza Mahkemesi dosyasında davacının sondan 1 aylık SGK priminin yatırılmaması, SGK’ya kendisinin tanık olarak çağrılması üzerine sadece iş yerinin mülkiyet sahibiyle arasında husumet olduğunun anlaşıldığı, bu beyanın aylık ücretlerinin ödendiği anlamını taşımadığı açıktır. Bu durum karşısında davacının aylık ücreti belirlenerek ödenmeyen ücret alacaklarının hüküm altına alınması gerekirken mahkemece yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle davacıya BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi