7. Hukuk Dairesi 2015/4316 E. , 2015/4718 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 17.03.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı ... vekili ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı vekili, davacının 21.01.2008-07.03.2012 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle kendisinin feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil, yıllık izin ve şua izni alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununda 32"nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323"üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Somut olayda davacı ücretinin 1.950,00 TL net olduğunu iddia ederek bu miktar üzerinden alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davacı tanıkları davacıyı doğrulamıştır. Davalı davacının asgari ücret üzerinden çalıştığını savunmuştur. Bilirkişi nitelikli işçi olan davacının asgari ücret üzerinden çalışmayacağını belirterek iddia ve destekleyen tanık beyanları doğrultusunda net 1.950,00 TL üzerinden alacakları hesaplamış ve Mahkemece de bu miktar üzerinden hüküm kurulmuştur.
Davacının ücretinin miktarı taraflar arasında tartışmalı olduğundan emsal ücret araştırması yapılmadan davacı tanık beyanlarıyla sonuca gidilmesi hatalı olup eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3.Genel Sağlık Sigortası (GSS) Türkiye"deki Sosyal Güvenlik Kurumları olan Emekli Sandığı, Bağ-Kur, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) ve Yeşilkart"ı tek bir çatı altında, GSS çatısı altında toplamayı hedeflemiştir. Medula bu çalışmanın bilişim ayağıdır. Devlet hastaneleri, özel hastaneler, üniversite hastaneleri, diyaliz merkezleri ve daha birçok sağlık kuruluşunun verdikleri hizmet kullandıkları tıbbi malzeme ve ilaçların bedelinin geri ödeme kurumu tarafından ödenmesi için GSS medula meb servislerini kullanmaları gerekmektedir. GSS medula meb servisleri aracılığıyla hak sahipliği ve sözleşme doğrulama yani provizyon alma hizmeti alınmakta ve böylece hasta kabul ve sevk işlemleri yapılabilmektedir. Provizyon alma işleminin mümkün olmadığı hallerde acil hariç hastanede çalışma yürütülmesi bu hali ile mümkün değildir. Bu nedenle davalı vekilinin bu talebi üzerinde durularak davacı 24 saat çalıştığını iddia ettiğinden istek dönemini kapsar şekilde medula sistemi üzerinden mesai saatleri dışında provizyon alıp almamanın mümkün olup olmadığı, hangi branşlara, hangi tarihlerden itibaren provizyon alma hizmeti verildiği sorulmalı, yazı cevabı geldikten sonra davacının yaptığı iş, tanık anlatımları ve toplanmış deliller birlikte değerlendirilerek davacının branşı doğrultusunda acil veya normal hasta servis hizmeti verilip verilmediği dikkate alınarak fazla çalışması olup olmadığı konusunda sonuca varılmalıdır.
Bu yönün gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.