Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4735
Karar No: 2015/8726
Karar Tarihi: 13.05.2015

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/4735 Esas 2015/8726 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2015/4735 E.  ,  2015/8726 K.

    "İçtihat Metni"

    İş Mahkemesi
    Dava Türü : Alacak

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ... nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı, davalılara ait şirketlerde 01/07/1990-24.04.2012 tarihleri arasında çalıştığını, 17.11.2007 tarihine kadar ...’nde çalıştığını daha sonra diğer davalı şirkette çalışmaya devam ettiğini, şirket ortaklarının kardeş olduklarını, aralarında organik bağ bulunduğunu, haklı olarak iş aktini feshettiğini bildirerek bazı işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılardan ..., şirketler arasında organik bağ bulunmadığını, kuruluş tarihlerinin 09.06.1995 tarihi olduğunu, bu nedenle davacının çalışmaya dair beyanının gerçeği yansıtmadığını davalılardan ...., davacının hizmetinin 09.01.2008 tarihinde başladığını, bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
    İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6 ncı maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
    Değinilen Yasanın 120 nci maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
    İşyeri devrinin temel ölçütü, ekonomik birliğin kimliğinin korunmasıdır. Avrupa Adalet Divanı kararlarına göre, maddî ve maddî olmayan unsurların devredilip devredilmediği ve devir anındaki değeri, işgücünün devri, müşteri çevresinin devri, işyerinde devirden önce ve sonra yürütülen faaliyetlerin benzerlik derecesi, işyerinde faaliyete ara verilmişse bunun süresi, işyeri devrinin kriterleri arasında kabul edilmektedir.
    Devirden sonra işyerindeki ekonomik birliğin kimliğini koruyup korumadığının saptanabilmesi için, yürütülen faaliyetin devirden sonra yeni işveren tarafından aynı veya özdeş biçimde sürdürülmesi ölçütü yanında, işyerinin taşınmaz ve taşınır malları ile maddî olmayan varlıkların, işyerinde çalışan işçilerin sayı ve uzmanlık bakımından çoğunluğunun, bunun yanı sıra müşteri çevresinin devredilip devredilmediği, devir öncesi ve sonrasındaki faaliyetler arasında benzerlik olup olmadığı, devir sebebiyle işyerinde faaliyet askıya alınmışsa askı süresi gibi koşullar da göz önünde tutulmalıdır.
    4857 sayılı Yasanın 6 ncı maddesinde yazılı olan “hukukî işleme dayalı” ifadesi geniş şekilde değerlendirilmeli, yazılı, sözlü ve hatta zımnî bir anlaşma da yeterli görülmelidir.
    İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.
    İşyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez. Dairemizin kökleşmiş kararlarına göre işyeri devri işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaz. İşyeri devrinin çalışma koşullarını ağırlaştıran bir yönü olup olmadığı belirlenmelidir Bu açıklamalar ışığında, iş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Yasanın 6 ncı maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
    Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
    İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
    Somut olayda mahkemece davacının her iki şirketin de kardeş olan ve önceden aynı şirkette ortak olarak çalışan şahıslara ait olması, ortaklığın sona ermesinden sonra davacının ortaklıktan ayrılan ve aynı konuda faaliyet gösteren ... de çalışmasını sürdürmesi nazara alındığında iş yeri devri niteliğinde bir çalışmadan söz edilebileceği, istifa dilekçesindeki olgunun gerçek rızaya dayalı olmadığı, önceden ortak olan şahısların ... deki çalışmalara yönelik davacının işçilik alacaklarının ödenmemesini teminen alınan belge niteliğinde olduğu, ayrıca her iki şirket arasında organik bağın mevcut olup davacının kesintisiz çalıştığı kabul edilmiştir.
    Davacı 01/08/1995-17/11/2007 tarihleri arasında davalı ...nde çalışmış, bu çalışmasını istifa ederek sonlandırmıştır. Davalı ... ortaklarından olan ... 25/10/2007 tarihinde ortaklık hissesini devrederek bu şirketten ayrılmış ve 15/11/2007 tarihinde ... isimli kişi ile diğer davalı ...ni kurmuştur. Davacı 09/01/2008 tarihinde bu işyerinde çalışmaya başlamıştır. Bu iki şirket arasında yukarda izah edilen yasal mevzuat ve ilke kararları ışığında işyeri devrinden bahsetmek mümkün değildir. Dolayısı ile her şirket kendi döneminden sorumludur. Davacı..."ndeki çalışmasını istifa ederek sonlandırmış olduğundan ve feshi haklı nedene dayanmadığından bu dönem için kıdem tazminatı hakkı bulunmamaktadır. Ayrıca şirketten ayrılırken vermiş olduğu ibraname gereğince yıllık izin alacağı da bulunmamaktadır.
    Davacının davalı ..."ndeki çalışması yönünden ise, bu şirkette çalıştığı 09/01/2008-24/04/2012 tarihleri arasındaki dönemle sınırlı olarak davacının kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağına hak kazandığı değerlendirilmelidir. Mahkemece yapılacak iş dava dilekçesinde talep edilen 5.000,00 TL lik kıdem tazminatı ile 2.000,00 TL ihbar tazminatının hangi şirket için ne miktar istendiğini davacı tarafa açıklattırmak, davalı ....Şirketine yönelik davanın tümden reddine karar vermek davalı ... yönünden 09.01.2008-24.04.2012 tarihleri arasındaki çalışma dönemi ile ilgili olarak hesaplama yapılan ek bilirkişi raporu doğrultusunda karar vermekten ibarettir. Yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ..."nin alacakların hesabına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, davalı ...nin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 13/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi