7. Hukuk Dairesi 2014/16167 E. , 2015/1378 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Bursa 7. İş Mahkemesi
Tarihi : 15/07/2014
Numarası : 2013/124-2014/433
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde dokumacı olarak çalıştığını, iş akdinin SGK primlerinin eksik ödenmesi ve işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebiyle davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiğinden bahisle bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalı işverenden herhangi bir alacağı bulunmadığını bu nedenle işçi feshinin haklı nedene dayanmadığını savunarak, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacının fazla çalışma ücretinin hesabında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 41. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıdır. İşçiye fazla çalışma yaptığı saatler için normal çalışma ücreti ödenmişse, sadece kalan yüzde elli kısmı ödenir.
Kanunda öngörülen yüzde elli fazlasıyla ödeme kuralı nispi emredici niteliktedir. Tarafların sözleşmeyle bunun altında bir oran belirlemeleri mümkün değilse de, daha yüksek bir oran tespiti olanaklıdır.
Fazla çalışma ücretinin son ücrete göre hesaplanması doğru olmayıp, ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanması gerekir. Yargıtay kararları da bu yöndedir. Bu durumda fazla çalışma ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli olmaz. İstek konusu dönemler açısından da ücret miktarlarının tespit edilmesi gerekir. İşçinin geçmiş dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde, bilinen ücretin asgari ücrete oranı yapılarak buna göre tespiti gerekir. Ancak işçinin işyerinde çalıştığı süre içinde terfi ederek çeşitli unvanlar alması veya son dönemlerde Toplu İş Sözleşmesinden yararlanılması gibi durumlarda, meslek kuruluşundan bilinmeyen dönemler için ücret araştırması yapılmalı ve dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirmeye tabi tutularak bir karar verilmelidir.
İşçinin normal çalışma ücretinin sözleşmelerle haftalık kırbeş saatin altında belirlenmesi halinde, işçinin bu süreden fazla, ancak kırkbeş saate kadar olan çalışmaları “fazla sürelerle çalışma” olarak adlandırılır (İş Kanunu, Md. 41/3). Bu şekilde fazla saatlerde çalışma halinde ücret, normal çalışma saat ücretinin yüzde yirmibeş fazlasıdır.
İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir.
Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunda; tanık anlatımlarına göre iş yerinde 3"lü vardiya sistemi uygulandığı kabul edilmiş buna göre davacının yarım saat ara dinlenmesi düşüldüğünde günde 7.5 saat olmak üzere haftada 52.5 saat çalıştığı yasal çalışma süresi düşüldüğünde haftada 7.5 saat fazla çalışma yaptığının belirlendiği lakin davacının hafta tatili ücreti talep etmemesi sebebiyle 6 gün üzerinden hesaplama yapılması gerekeceği belirtilmiş ve ancak hesap tablosunda haftalık 7.5 saat üzerinden hesaplama yapılarak hem değerlendirme ve hesaplama arasında çelişkiye düşülmüş hemde yukarıda anılan 4857 sayılı İş Kanununun 68. maddesine aykırı olarak ara dinlenme süresi tespit edilmiştir. Ayrıca bilirkişi raporundaki değerlendirmenin aksine hafta tatili ve fazla çalışma ücretleri birlikte talep edildiğinde ve haftanın 7 günü çalışıldığının belirlenmesi halinde 7. gün için 7.5 saat hafta tatili karşılığı (günlük yevmiye üzerinden hesaplama yapılır) hesaplanmalı bu süreyi aşan çalışma varsa bu süre toplam haftalık süreye eklenerek fazla çalışma belirlenmelidir. Sırf hafta tatili talep edilmemesi 7. gün çalışma süresinin haftalık çalışma süresine eklenmesine mani değildir. Tüm bu belirlemelere göre dosya kapsamı nazara alındığında işyerinde 3"lü vardiya sistemi uygulandığının kabulü yerindedir. Bu çalışma düzenine göre günde 8 saat çalışma yapıldığı bu süreden 1 saat ara dinlenme düşüldüğünde günlük çalışma süresinin 7 saat olduğu, haftanın 7 günü çalışma yapılmakla haftalık toplam çalışma süresinin 49 saat olduğu bu süreden yasal çalışma süresi olan 45 saat düşüldüğünde davacının haftada 4 saat fazla çalışma yaptığı anlaşılmaktadır. Davacının haftada 4 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek fazla çalışma alacağının hesaplanması gerekirken mahkemece hatalı değerlendirme içeren rapora itibar edilerek hüküm kurulması hatalıdır.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 12/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.