Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6678
Karar No: 2016/7148
Karar Tarihi: 24.03.2016

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2016/6678 Esas 2016/7148 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2016/6678 E.  ,  2016/7148 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava Türü : İşe iade

    YARGITAY İLAMI

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Davacı vekili, davacının 19.04.2006 tarihinden sözleşmenin feshedildiği 31.12.2014 tarihine kadar davalı ... bünyesinde ara vermeden, diğer davalı şirkette ise iş sözleşmesine bağlı olarak 01.03.2014 ile 31.12.2014 tarihleri arasında özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, davalılar arasında asıl işveren - alt işveren ilişkisi olduğunu, davacının anayasal hak olan sendikaya üye olma hakkını kullanarak .... Sendikası"na 08.11.2013 tarihinde üye olduğunu, feshin sendikal nedene dayalı olup geçersiz olduğunu öne sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini ve sendikal tazminata hükmedilmesini talep etmiş davacı vekili 08.12.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile davacının sendika yöneticisi olduğu gerekçesiyle 6356 sayılı Yasa"nın 24. maddesine göre hüküm kurulmasını istemiştir.
    Davalı ... vekili, davacının ihale neticesinde ihaleyi alan firmanın elemanı olarak çalıştığını, davacı ile idare arasında iş ilişkisi bulunmadığını, davacının işe iade talebini müvekkili idareye değil diğer davalıya yönelttiğini savunmuş, davalı şirket vekili ise, davacının asıl işveren belediyeden alınan belirli süreli ihaleler boyunca çalıştığını, davalı şirketin sadece ihale alıcısı konumundaki taşeron firma olduğunu, işçilerin üzerindeki yönetim hakları ve işe giriş-çıkışlarında tek yetkili kurumun diğer davalı ... olduğunu bu nedenler ile davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, iş akdine belirli süreli iş sözleşmesinin sözleşme süresinin bitimi ve işin sona ermesi nedeniyle son verildiğini ve feshin sendikal bir nedene dayanmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
    Mahkemece, feshin geçersiz olduğu ancak sendikal nedenle yapıldığına ilişkin bir delilin bulunmadığı, davacının sendika yönetim kurulu yedek üyesi olduğunun ıslah dilekçesine ekli ilgili ilçe seçim kurulu başkanlığından alınan tutanaktan anlaşılmakta olduğu ancak sendikanın yönetim kurulunun yedek üyesi olan davacının fiilen yönetici olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davacının davalı şirkete işe iadesine ve kıdemine göre işe iadenin mali sonuçlarından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine göre; davalı belediyede özel güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının iş akdine 31.12.2014 tarihinde yazılı bir fesih bildiriminde bulunulmaksızın son verildiği, davalı şirketin cevap dilekçesi ile feshin nedeninin ihale süresinin sona ermesi olduğunu beyan ettiği ancak bildirilen bu nedenin haklı ya da geçerli bir fesih nedeni olmadığı anlaşıldığından, mahkemece feshin geçersiz olduğunun tespiti ile davacının davalı şirkete ait işyerindeki işe iadesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle davalıların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak mahkemece davacının fesih tarihinde sendika yöneticisi olup olmadığı hakkında yeterince araştırma yapılmadığı gibi kabule göre de yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulmuştur.
    6356 sayılı Sendikalar Kanunu"nun 24. maddesine göre;
    “(1) İşveren, işyeri sendika temsilcilerinin iş sözleşmelerini haklı bir neden olmadıkça ve nedenini yazılı olarak açık ve kesin şekilde belirtmedikçe feshedemez. Fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde, temsilci veya üyesi bulunduğu sendika dava açabilir.
    (2) Dava basit yargılama usulüne göre sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın temyizi hâlinde Yargıtay kesin olarak karar verir.
    (3) Temsilcinin işe iadesine karar verilirse fesih geçersiz sayılarak temsilcilik süresini aşmamak kaydıyla fesih tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasındaki ücret ve diğer hakları ödenir. Kararın kesinleşmesinden itibaren altı iş günü içinde temsilcinin işe başvurması şartıyla, altı iş günü içinde işe başlatılmaması hâlinde, iş ilişkisinin devam ettiği kabul edilerek ücreti ve diğer hakları temsilcilik süresince ödenmeye devam edilir. Bu hüküm yeniden temsilciliğe atanma hâlinde de uygulanır.
    (4) İşveren, yazılı rızası olmadıkça işyeri sendika temsilcisinin işyerini değiştiremez veya işinde esaslı tarzda değişiklik yapamaz. Aksi hâlde değişiklik geçersiz sayılır.
    (5) Bu Madde hükümleri işyerinde çalışmaya devam eden yöneticiler hakkında da uygulanır.”
    Görüldüğü üzere 24. maddenin 1. fıkrasında işverenin işyeri sendika temsilcilerinin iş sözleşmelerini haklı bir neden olmadıkça ve nedenini yazılı olarak açık ve kesin şekilde belirtmedikçe feshedemeyeceği, 5. fıkrasında ise hükmün işyerinde çalışmaya devam eden yöneticiler hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
    24. maddenin 3. fıkrasında temsilcinin işe iadesine karar verildiğinde feshin geçersiz sayılarak temsilcilik süresini aşmamak kaydıyla fesih tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasındaki ücret ve haklarının ödeneceği öngörülmüştür. İşyeri sendika temsilcisi kararın kesinleşmesinden sonra işe başlamak için başvurmasa dahi geçersiz sayılan fesih tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasındaki ücret ve diğer haklarını alacaktır. Ayrıca 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesinin 3. fıkrasına göre boşta geçen süre alacağına hükmedilemeyecektir.
    24. maddenin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinde kararın kesinleşmesinden itibaren altı iş günü içinde temsilcinin işe başvurması şartıyla, altı iş günü içinde işe başlatılmaması hâlinde, iş ilişkisinin devam ettiği kabul edilerek ücreti ve diğer haklarının temsilcilik süresince ödenmeye devam edeceği hükme bağlanmıştır. Bir başka anlatımla süresinde yapılan başvuru üzerine işveren temsilciyi işe başlatmadığında iş ilişkisi devam etmiş kabul edilip temsilci çalışmasa bile ücreti ve diğer hakları temsilcilik süresince ödenecek, yeniden temsilciliğe atandığında da bu uygulanacaktır.
    Somut olayda; davacı vekili, 08.12.2015 tarihli dilekçe ile harcını yatırarak davasını ıslah etmiş olup 28.04.2012-30.08.2015 tarihleri arasında sendika yönetim kurulu yedek üyesi olduğunu iddia ettiği davacının işe iadesine karar verilmesi halinde hükmün 6356 sayılı Yasa"nın 24.maddesine uygun olarak kurulmasını talep etmiştir. Mahkemece davacının yedek üye olması ve fiilen yöneticilik yaptığını ispatlayamaması nedeniyle talebin reddine karar verilmiş ise de, 6356 sayılı Yasa"nın ""Tanımlar"" başlıklı 2. maddesinin i bendinde, Yasadaki ""yönetici"" tabiri ile ifade edilmek istenilenin "" kuruluşun ve şubesinin yönetim kurulu üyeleri"" olduğu belirtilmiş olup, tanımda asil-yedek üye ayrımı da yapılmadığı dikkate alındığında fesih tarihinde işyeri sendika yönetim kurulu yedek üyesi olduğunu ispatlayacak davacının 6356 sayılı Yasa"nın 24. maddesinden yararlanmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
    Davacı vekili tarafından sunulan belgeden, davacının 28.04.2012 tarihinde Tüm Özel Güvenlik ve Hizmet İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu yedek üyeliğine seçildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece .... (Güvenlik ve Savunma İşçileri Sendikası) Sendikasından davacının sendika yönetim kurulu yedek üyesi olup olmadığı ve yedek üye olduğu tarih aralığı sorularak açıklığa kuvuşturulmalı davacının sendika yönetim kurulu yedek üyesi olduğunun tespiti halinde 6356 sayılı Yasa"nın 24.maddesine göre hüküm kurulmalıdır.
    Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi isabetsiz olup bozma nedenidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, davalılardan temyiz harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 24/03/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi