7. Hukuk Dairesi 2015/5295 E. , 2016/4165 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm duruşmalı olarak davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK"nun 435.maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki itirazlarının reddine,
2-Davacı, maaş ve ücretlerinin ödenmesini istemesi üzerine iş akdinin davalı işveren tarafından haksız ve tazminatsız olarak feshedildiğini, davalılar arasında fiziki ve fiili irtibat bulunduğunu, 2009 yılından itibaren aylık ücretlerinin ödenmediğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, iş akdinin davacı tarafından feshedildiğini, fazla çalışma yapmadığını, hiçbir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının tır şoförü olarak ayda kaç kez yurtdışına gittiği, buna bağlı olarak prim eklenmek suretiyle aylık ücretin ne miktar olduğu hususu tartışmalıdır.
Somut olayda, mahkemece, davacının aylık ücretinin asgari ücret+sefer primi olarak kabulünde isabetsiz yok ise de, ayda kaç sefer yaptığı hususunun tespiti hatalıdır. Davacının çalışma süresine ait yurtdışına çıkış ve yurda giriş kayıtları ... Müdürlüğü"nden değil ... Müdürlüğü"nden sorularak, son 1 yılda kaç sefer yaptığı, bu seferlere göre sefer primi eklenerek aylık ücretinin tespiti gereklidir. Bu kayıtlar getirtilmeden tanık beyanlarına göre ortalama bir hesap yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi doğru değildir.
3-Davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, yapmış ise hesaplamada da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı tır şoförü olarak sefer primi alarak çalışma yapmıştır. Ayrıca özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde tır şoförüne çalışma saatleri kısıtlıdır. Buna ve bilirkişinin "..dinlenen tanık beyanlarından davacının ayda 20-25 gün çalıştığı anlaşılmakta ise de, dosya içinde bulunan kayıtlarda ve dinlenen tanık beyanlarında davacının günde kaç saat çalıştığı tespit edilememiştir.." yönündeki görüşüne rağmen, mahkemece, davacının günde 1 saat fazla çalışma yaptığı varsayımına dayalı hesaplamaya itibar edilerek fazla çalışma ücretine karar verilmesi isabetsizdir.
4-Davacının ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının hesaplaması konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Öncelikle 2. maddede belirtildiği üzere davacının yurtdışına çıkış ve yurda giriş kayıtları getirtilerek yurtdışında bulunduğu ulusal bayram genel tatil günleri belirlenip bu günler için ulusal bayram genel tatil ücret alacağı hesabı yapılması gerekirken davacının işyerinde geçen çalışma dönemindeki tüm ulusal bayram genel tatil günleri çalışmış gibi değerlendirme yapan bilirkişi raporuna itibarla karar verilmesi de hatalı olmuştur.
5-Davalılar vekili davacının ıslah talebine karşı usulüne uygun olarak zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Zamanaşımı savunmasının değerlendirilmemesi de doğru olmamıştır.
6-Davacı işçi dava dilekçesinde hafta tatili ücreti alacağı talebinde bulunmasına rağmen mahkemece bu alacak yönünden olumlu/olumsuz bir karar verilmemesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
7-Hüküm altına alınan alacakların net veya brüt olduğu hüküm fıkrasında gösterilmemiş olup bu durum infazda karışıklığa yol açacağından bozma sebebidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 24.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.