7. Hukuk Dairesi 2015/6269 E. , 2016/4340 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı; cumartesi pazar günleri de dahil olmak üzere saat 07.00 - 19.00 saatleri arası çalıştığını, işin yoğun olduğu özellikle yaz aylarında mesaisinin 23:00-24:00 e kadar sürdüğünü, ancak fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, 09/11/2012 tarihinde işyerinden haksız olarak çıkartıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, resmi tatil, yıllık izin, hafta tatili, fazla mesai ücretleri ile feshin haklı sebebe dayanmaması nedeniyle bk. 438. md. gereği tazminat alacağını talep etmiştir.
Davalı; davacının, hiçbir haklı sebep göstermeden ve izin almadan uzun bir süre işe gelmediğinden dolayı 11-15/11/2012 tarihlerinde tutanaklar tutulduğunu, Davacı ile yapılan görüşmelerde artık işe gelmeyeceğini, işi kendi isteği ile bıraktığını söylediğini, davacıya iş Kanununun 25/II-g maddesine dayanılarak gönderilen iş aktinin haklı nedenle fesih yazısının tebliğ edildiğini, ancak bu tebliğden sonrada davacının şirkete uğrayarak işe başlamak üzere bir girişimde bulunmadığını, davacının yıllık izinlerini kullandığını, hafta sonunda ve resmi tatil günlerinde çalışmadığını, çalıştığı zamanlarda da ücretinin kendisine ödendiğini, günlük mesai saatlerinin 8 saatten fazla olmadığını, beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının fazla çalışma ücret alacağının hesabı ile hafta tatillerinde fazla yaptığı çalışmaların hesaplanması konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 63 ncü maddesinde çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiştir. Ancak tarafların anlaşması ile bu normal çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ilkesi benimsenmiştir. Yasanın 41 inci maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalar olup, 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Somut olayda; davacı taraf haftanın 6 günü 07:00-19:00 saatleri arasında çalıştığını, çalışmalarının yaz günlerinde saat 23:00-24:00"e kadar sürdüğünü ayrıca pazar günleri de mesai yaptığını iddia etmiş davalı taraf ise davacının hafta sonunda ve resmi tatil günlerinde çalışmadığını, günlük mesai saatlerinin 8 saatten fazla olmadığını, çalıştığı zamanlarda da ücretinin kendisine ödendiğini savunmuştur. Mahkemece haftalık yasal 45 saati aşan çalışmaların fazla çalışma oluşturacağı yönünde yasal düzenleme gözden kaçırılarak haftalık bazda hesaplama yapılması gerekirken, yıl içinde yapılan fazla çalışmaların aylara ve haftalara bölünerek hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması ve ayrıca aynı gün Dairemizde temyiz incelemesi yapılan 2015/5474 Esas ile 2015/6278 Esas Sayılı emsal dosyalarda dava açan işçiler için yılın 6 aylık çalışma döneminde her ay 3 hafta tatili çalışıldığının kabulü ile sonuca gidildiği halde somut uyuşmazlıkta yıl boyunca her ay 2 hafta tatili çalışması yapıldığının kabulü ile hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması yerinde değildir. Bu kabul aynı işyerinde ve aynı işte çalışan işçilerin farklı çalışma sistemine tabi olamayacağı ilkesine aykırıdır. Yapılması gereken iş davacının hafta tatili çalışma olgusunun açık bir şekilde ortaya konması için gerekirse tanıkların yeniden dinlenilmesi suretiyle çıkacak sonuca göre kazanılmış usulü haklarda gözetilerek hüküm kurulmasıdır.
O halde davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.