7. Hukuk Dairesi 2021/2023 E. , 2021/439 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi, kal, ecrimisil birleştirilen davada temliken tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; birleşen dava ise, temliken tescil talebine ilişkindir.
1- Dava konusu .../... Mahallesi, 948 parsel ve komşu taşınmazı olan 746 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı ve yenileme tutanaklarının dosya arasında bulunmadığı anlaşıldığından, söz konusu belgelerin ilgili yerlerden istendikten sonra,
2-Tebligat Kanununda 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
Somut olaya gelince; yargılama sırasında usulüne uygun tebligat yapılmayan dahili davalılardan ... (TC:30283044712) ve ...’in (TC:29902057486) bilinen en son adreslerine çıkarılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip tebligatın buraya yapılması gerekirken, ilk seferde doğrudan Kanunun 21/2. maddesine göre tebligat yapılması usulüne uygun olmadığından, adı geçen davalıların adreslerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği sağlanarak ve yasal temyiz süresi beklenildikten sonra,
3-Hükmü temyiz eden davalı ... tarafından temyiz başvuru harcı ve temyiz karar harcı yatırılmış ise makbuzunun dosyaya eklenmesi, yatırılmadığının tespiti halinde ise harç alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında HUMK"un 434/3. fıkrasında öngörülen eksik harç ödenmesi halinde yapılacak işlemle ilgili kuralın benzetme yoluyla uygulanacağı 25.01.1985 tarihli ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile benimsendiğinden; mahkemece; HUMK"un 434/3.fıkrası uyarınca, temyiz harcının yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu temyiz eden davalı vekiline usulüne uygun şekilde ihtar edilerek, harç ve giderlerin tamamlanmasının sağlanması, verilen süre içinde temyiz harç ve giderleri tamamlanmadığı takdirde, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmesi gerekir. Mahkemece, kararın davalı tarafından temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmesi yönüne gidilirse; söz konusu ek kararın davalıya tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten sonra, temyiz harç ve giderleri tamamlandığı takdirde doğrudan, temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 14.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.