7. Hukuk Dairesi 2021/1227 E. , 2021/990 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25/01/2016 gününde verilen dilekçe ile sözleşmenin iptali ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Dava, sözleşmenin feshi ile tapu iptali ve tescil ve tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında imzalanan 07.03.2014 tarihli sözleşme ile davalıya ait... İli, Merkez ilçesi, ...Mahallesi, 189 ada 15 parsel üzerine yapılacak binanın projesinde yer alan bodrum kat 1 nolu bağımsız bölümün satışı konusunda anlaşma yapıldığını, dairenin anahtar teslim şartlı olarak 68.000,00 TL bedel karşılığında satışının kararlaştırıldığını ve teslim tarihi olarak da 30.12.2014 tarihinin belirlendiğini, sözleşme uyarınca kararlaştırılan bedelden 28.000,00 TL"sinin sözleşme anında ödendiğini, bu hususun sözleşmede de yer aldığını, sözleşme gereği dava konusu bağımsız bölümün 19.03.2015 tarihinde müvekkili adına tescil edildiğini ve aynı gün müvekkilinin Garanti Bankası ... şubesinden 40.000,00 TL konut kredisi kullandığını ve bu bedelin davalıya ödendiğini, müvekkili ile davalı arasında yapılan sözleşme uyarınca müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen dairenin teslim edilmediğini, davalının sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirmediğini belirterek sözleşmenin feshi ile davacı adına kayıtlı tapunun iptali ile davalı adına tescilini, davalıya ödenen 68.000,00 TL ile satış masrafları, kredi masrafları ve kira kaybının davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin 189 ada 15 parsel bodrum kat 1 nolu bağımsız bölümü davacıya 19.03.2015 tarihli resmi senetle sattığını, daha öncesinde tarafların imzaladığı başka bir sözleşme olmadığını, müvekkilinin satış bedeli olan toplam 40.000,00 TL yi davacıdan satış günü aldığını, dairenin bedelinin 40.000,00 TL olduğunu, davacının dosyaya sunmuş olduğu sözleşmeyi kabul etmediklerini, sözleşmenin aslının dosyaya sunulması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmişlerdir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda "Tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler arasında veya tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder." şeklinde tanımlanmıştır."
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa"nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkemece duruşma yapılmadan, yani taraflara tebligat yapılıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olayda; taraflar arasında imzalanan harici "gayrimenkul satış sözleşmesi" ve sonraki tarihte yapılan resmi satış sözleşmesi bir bütün olarak ele alındığında satıcı, taşınmazın satımını ticari ve mesleki bir amaçla yapmış, alıcı ise tüketici sıfatıyla satın almış olup aralarındaki ilişki tüketici işlemi olduğundan bu işlemden kaynaklanan uyuşmazlıklara da tüketici mahkemesi tarafında bakılması gerektiğinden o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması kanundan kaynaklanan bir zorunluluktur.
Açıklanan bu olgu karşısında, mahkemece, ayrı bir tüketici mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, olmadığı takdirde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi yerine davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harçların yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.09.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.