Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2741
Karar No: 2021/1458
Karar Tarihi: 04.10.2021

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2741 Esas 2021/1458 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/2741 E.  ,  2021/1458 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06/04/2012 gününde verilen dilekçe ile belediyeden satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08/02/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, belediyeden taşınmaz satın almaya dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, 4300 ve 4302 parsel sayılı taşınmazların 1972 yılında davalı idare tarafından davacıya satıldığını, taşınmazların bedelinin ödendiğini, satış tarihinden beri zilyetliğin davacıda olduğunu, encümen kararına göre satılan toplam 8160 m2 tapunun iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... Belediyesi vekili ile davalı ... Belediyesi vekili, satışın belediyenin yetkili organı tarafından yapılmadığını, satış ile ilgili belediye meclis kararı bulunmadığını, davacının ibraz ettiği makbuzlardan satış bedelinin ödenip ödenmediğinin anlaşılamadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 15.10.2018 tarihli ve 2016/6268 Esas, 2018/6683 Karar sayılı ilamında, "Davacının istemin dayanağını 06.10.1972 günlü Belediye Encümen Kararı teşkil etmektedir. Zira dava konusu taşınmazın davacıya satışı anılan encümen kararına göre yapılmıştır. Belediyenin 31/03/2015 tarihli yazısında satışa ilişkin belediye meclis kararının bulunamadığı da bildirilmiştir. Gerek 1580 sayılı Belediye Kanununun 70. ve gerekse yürürlükteki 5393 sayılı Belediye Kanununun 18/e maddeleri hükmünce belediyeye ait taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması halinde tahsisin kaldırılmasına karar verme yetkisi belediye encümenine değil, belediye meclisine aittir. Davacıya satış encümen kararı ile yapıldığından bu satışa dayanılarak tescil isteminde bulunulamaz" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili temyiz aşamasında meclis kararının kötüniyetle gizlendiğini, dosyaya sunulmadığını, meclis kararının bulunduğunu iddia ederek 11.08.1967 tarihli meclis zabıt defterinden bir sayfadan ibaret örnek ibraz etmiştir. Dava konusu satışa ilişkin 06.10.1972 tarihli belediye encümen kararında imzası bulunan davacı tanığı encümen üyesi Yusuf Bilgi 08.10.2014 tarihli 11. celse yeminli beyanında "1972-1973 tarihleri arasında Yeşilyurt Belediyesinde encümen üyesi olduğunu, herkesin bağının karşısındaki yeri ihale yapmadan ilgili kişiye sattıklarını, dava konusu taşınmazları ihale yapmadan davacıya sattıklarını, davacının satış bedelini ödediğini, satıştan sonra davacının dava konusu taşınmazlara bağ diktiğini ve satış tarihinden beri davacının zilyetliğinde bulunduğunu" beyan etmiştir. Bu durumda mahkemece meclis kararı ve dayanak belgelerinin asıllarının davalı belediyeden temini ile tanık sıfatıyla dinlenen encümen üyesinin beyanları ve ödeme makbuzları da dikkate alınarak bir karar verilmesi" gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile, 387 ada 1 parsel ile 386 ada 2 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına kayıtlı olan hisselerin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 17.06.2020 tarihli, 2019/4072 E, 2020/3767 K sayılı ilamındaki, “davacı vekili dava dilekçesinde belediyeden satın aldığını bildirdiği taşınmazların miktarını 8160 m2 olarak belirtmiş ve bu kadar yerin tapusunun iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Dava konusu taşınmazlardan 4300 parsel sayılı taşınmazın Kadastro Kanununun 22/A maddesi gereğince yapılan güncelleme sonucunda ada ve parsel numarasının 387 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, yüz ölçümünün 25.114,00 m2 belediyenin payına düşen kısmın 21.106,22 m2 olduğu, 4302 parsel sayılı taşınmazın da Kadastro Kanununun 22/A maddesi gereğince yapılan güncelleme sonucunda ada ve parsel numarasının 386 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, yüz ölçümünün ve belediyenin payına düşen kısmın 7334,00 m2 olduğu görülmüştür.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilerek 386 ada 2 parsel ve 387 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ise de iptal edilen ve davacı adına tescil edilen taşınmazların toplam miktarı 28.440,22 m2 olup, talepten fazlasına hükmedilmiştir. Mahkemece bu husus nazara alınmaksızın talepten fazlasına hükmedilmiş olması doğru görülmemiş,’’ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile, 387 ada 1 parsel sayılı taşınmazdan davalı ... Belediyesi adına kayıtlı olan 4.933,31 m² kısmı ile 386 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı ... Belediyesi adına kayıtlı olan 2.606,84 m² kısmının ifraz edilerek tapu kaydının iptali ile, davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Somut olayda, mahkemece davanın kabulü ile 387 ada 1 parsel ve 386 ada 2 parsel sayılı taşınmazların bir kısmının ifraz edilerek davacı adına tesciline karar verilmişse de hüküm infaza elverişli değildir.
    Mahkemece ifraz kararı verilebilmesi için öncelikle dava konusu taşınmazlarda mahallinde keşif icra edilmeli, 5403 sayılı Kanun gereği dava konusu taşınmazların niteliğinin tarla vasfında olduğu dikkate alınarak ifrazının mümkün olup olmadığı değerlendirilmeli, ifrazının mümkün olması durumunda bilirkişilerce ifraz krokisi hazırlanmalı ve ilgili kurumdan onay alındıktan sonra hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile “metrekare” üzerinden hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi