6. Hukuk Dairesi 2011/11766 E. , 2012/129 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, üç adet taşınmazdaki paydaşlığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, 479 parsel, 743 ada 2 parsel ve 744 ada 3 parsel sayılı taşınmazların aynen taksimleri mümkün olmadığından satılarak ortaklıklarının giderilmesini ve 23.05.2011 tarihli dilekçe ile de ölü davalıların mirasçılarının davaya dahil edilmesini istemiştir. Davalılar adına çıkarılan tebligatlar, davalıların ölü olduğu gerekçesi ile tebliğ edilemeden iade edilmiş, aynı isme sahip mirasçıları adına tebligatlar yapılmıştır. Mahkemece, davalı olarak gösterilen davalıların dava tarihinden önce öldükleri, ortaklığın giderilmesi davalarında ancak tapu malikleri veya mirasçılarından sağ olan paydaşların davalı gösterilmek koşulu ile birlikte ölü malikin de davalı gösterilmesi durumunda bu eksiklik mirasçıların davaya dahil edilmesi sureti ile giderilebileceği, ancak söz konusu davada davalı gösterilen tüm kişilerin ölü olması nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Paydaşlığın giderilmesi davaları, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda, paydaşlar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip, ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya bir kaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK.nu uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Olayımıza gelince; davalılar ..., ... ve ... adlarına çıkarılan tebligatlar öldüklerine ilişkin açıklama yazılarak iade edildiği, adı geçen davalıların dava açılmadan önce ölmüş olmaları nedeni ile dava şartı yokluğunda davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
4.5.1978 gün ve 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, kural olarak ölü kimse aleyhine dava açılamaz ise de, ortaklığın giderilmesi davalarının özelliği gereği davanın ölü şahıs aleyhine açılmış olması davanın reddini gerektirmez. Bu tür davalarda davacının, bir yada birkaç paydaşı davalı olarak göstermemesi ile farkına varmaksızın davadan önce ölmüş olan bir paydaşı davalı olarak gösterilmesi arasında bir fark gözetilemez. Davalı olarak gösterilmesi unutulan paydaşların davaya dahil edilmeleri suretiyle taraf teşkilinin mümkün olduğu gibi, ölen paydaşın mirasçılarının da davaya dahil edilmesi suretiyle bu davanın yürütülmesi mümkündür. Dairemizin istikrarlı içtihadı bu yoldadır. Nitekim Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 17.2.1982 gün ve 632/13 sayılı İçtihadı aynı mahiyettedir.
Bu durumda, davada hasım gösterilen ölü davalıların mirasçılık belgeleri ilgilisinden temin edilerek, davalıların tüm mirasçılarına dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ edildikten sonra, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.