Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/314
Karar No: 2021/921
Karar Tarihi: 18.10.2021

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/314 Esas 2021/921 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2021/314 E.  ,  2021/921 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Dava, eser sözleşmesi ile sözleşme dışı işler kapsamında yaptırılan imalâtlardan kaynaklı iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptâli ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
    Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 11.11.2010 tarihli ısı yalıtım sözleşmesi ve 20.08.2011 tarihli ek protokol gereğince işin eksiksiz şekilde yerine getirildiğini, ek protokolde bahçe kapılarının 13.000,00 TL+KDV bedelinde olduğu ancak hurda kapıların teslimi karşılığında bedelsiz yenileneceğinin kararlaştırıldığını, buna rağmen hurda kapılar müvekkile verilmediğinden 18 adet bahçe kapısı bedeli karşılığında 15.340,00 TL bedelli fatura düzenlendiğini, davalı tarafça yaptırılan ek imalatlar karşılığında 27.258,00 TL, 29.424,48 TL ve 44.418,84 TL bedelli faturaların düzenlendiğini, işin geçici kabulü yapılmasına karşın fatura bedelleri ödenmediğinden davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe ve borca itirazı sonucu icra takibinin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının borç ve yükümlülüklerini süresi içinde ve gerektiği şekilde yerine getirmediğini, geçici kabul tutanağında belirtilen eksik işlerin halen yapılmadığını, davacı tarafça yapılan işlerin ayıplı olduğunu, müvekkilin acil bir kısım işleri yaptırmak zorunda kaldığını, ek protokol yönünden site sakinlerinden ve blok yöneticilerinden yetki alınmadığını, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 08.07.2019 tarih, 2019/1332 esas ve 2019/3230 karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, bu kez davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde olmayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2-Mahkemece bozma ilâmına uyulduğuna göre, usulî kazanılmış hak ilkesi uyarınca bozma doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılıp karar verilmelidir. Nitekim 1086 sayılı HUMK’nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş olması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup, kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de; bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtay’ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.02.1988 tarih, 1987/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı ilâmında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir…” şeklinde tanımlanmaktadır. Usuli kazanılmış hakkın istisnaları ise dosya kapsamına göre bulunmamaktadır (Dairemizin 20.12.2017 tarih ve 2017/1909 Esas, 2017/4513 Karar; 26.02.2020 tarih ve 2019/3347 Esas, 2020/790 Karar sayılı ilâmları).
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk karar, 08.07.2019 tarihli bozma ilâmı ile bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyulması sonrasında bozma ilâmı lehine olan taraf açısından usulü müktesep hak doğmuştur. Bozma ilâmında açıkça ve ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere "asıl sözleşmenin 21. maddesine göre bedel KDV dahil 896.000,00 TL şeklinde ve toplam tutar belirtilmek suretiyle kararlaştırıldığından sözleşmenin götürü bedelli olduğu, götürü bedelli eser sözleşmelerinde yüklenicinin hak ettiği iş ve imalât bedelinin tespiti ya da iş sahibinin fazla ödemesinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi için, eksik ve kusurlar dikkate alınmak ve düşülmek suretiyle işin fiziki gerçekleşme oranının işin tamamına göre tespit ve bulunacak oranın götürü bedeli uygulanmak suretiyle hak edilen bedel bulunup bundan kanıtlanan ödemenin düşülmesi suretiyle hesaplanacağı kabul edildiği, kanıtlanan tüm ödemelerin 896.564,00 TL olduğu, gerçekleştirilen imalât ile eksik ve kusurlu işler davacı yüklenici şirket temsilcisinin de hazır olduğu davalı iş sahibince düzenlenen 10.02.2012 tarihli geçici kabul tutanağında belirlendiği, yüklenici tarafından geçici kabul eksik ve ayıplarının kendisi tarafından tamamlandığının ileri sürülüp yasal delillerle kanıtlanmadığı, ek protokolde taraflarca site bahçe giriş kapılarının toplam bedelinin 13.000,00 TL + KDV olduğu ve bedel olarak verilmesi kabul edilen hurdalar iş sahibince yükleniciye verilmediği ve site bahçe giriş kapıları da yapılmış olduğundan, yüklenici bahçe giriş kapıları nedeniyle 14.08.2012 tarihli faturada yazılı KDV dahil 15.340,00 TL bedele hak kazandığı, takip dayanağı diğer faturalarla ilgili olarak, davalı tarafça kabul edilmediğinden bu faturalardaki imalâtların yapılıp yapılmadığı, sözleşme kapsamında olup olmadığı incelenip değerlendirilerek, yüklenici tarafından sözleşme kapsamı dışında ve takip dayanağı olan diğer faturalar kapsamındaki fazla imalâtlar yapılmış ve bu imalatlar iş sahibi yararına ise 14.08.2012 tarihili fatura dışında takip dayanağı diğer faturalardaki gerçekleştirilen iş ve imalatların o tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK"nın 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerince bedelinin istenmesinin mümkün olduğu" tespit edildikten sonra mahkemece yapılması gereken iş açıklanmıştır.
    Mahkemece bozmaya uyulmasına karşın bu husus gözden kaçırılarak, takip dayanağı olan faturalardan 14.08.2012 tarihli fatura nedeniyle davacı yüklenicinin 15.340,00 TL iş bedeline hak kazandığı kabul edilip, 28.08.2012 tarih 46036, 46037, 46038 sıra nolu faturalardaki iş ve imalâtların yapılıp yapılmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve ek protokol kapsamı dışında kalan fazla imalât olup olmadıkları, yapılmış ise iş sahibi yararına olup olmadığı, yapıldığı, sözleşme dışı olduğu ve iş sahibi yararına olduğunun saptanması halinde, yapıldığı ileri sürülen 2012 yılı mahalli piyasa rayiçleri ile, mahalli piyasa rayiçleri içerisinde yüklenici kârı ve KDV de olacağından bunlar eklenmeksizin vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca bedeli ve bu bedele 15.340,00 TL"lik 14.08.2012 tarihli fatura bedeli de eklenmek suretiyle davacı yüklenicinin takip dayanığı faturalar sebebiyle hak ettiği iş ve imalât bedelleri hesaplattırılıp, yine taraflar arasında imzalanan 11.11.2010 tarihli sözleşme gereğince gerçekleştirilen imalâtların geçici kabul tutanağında belirlenen eksik ve kusurlar dikkate alınarak ve düşülmek suretiyle işin fiziki gerçekleşme oranı tespit ve bu oranın toplam götürü bedel 896.000,00 TL"ye uygulanmak suretiyle sözleşme kapsamında yüklenicinin hakettiği iş bedeli bulunup ihtilafsız ödeme 896.564,00 TL"den düşülmek suretiyle sözleşme kapsamında davalı iş sahibinin fazla ödemesi olup olmadığı ve miktarı hesaplattırılıp varsa sözleşme kapsamında hesaplanacak fazla ödemenin yüklenicinin icra takibi nedeniyle istemekte haklı olduğu hesaplanan alacağından mahsup edilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği açıkça belirtilmesine rağmen bu hususlar gözetilmeden, bozma sonrasında aldırılan ve hükme esas teşkil eden ek raporun önceki karara esas alınan bilirkişi raporu ile aynı yönde olduğu, alacak miktarları ve bilirkişi raporları arasındaki cüzi farkın da davacının kendi kestiği faturalarda alacağı 116.711,32 TL iken takip talebinde 116.441,32 TL alacak talebinde bulunmasından kaynaklandığı, ayrıca bozma ilâmında açıklanan usule uyulmaksızın sadece %92"lik gerçekleşme oranına yer verildiği ve takip dayanağı fatura miktarları esas alınarak hesaplama yapıldığı, sözleşme bedelinin götürü bedel 896.000,00 TL olduğuna, ödeme miktarının 896.564,00 TL olduğuna açıkça işaret edilmişken bu hususa dikkat edilmeden, sözleşme dışı imalatlar bakımından serbest piyasa rayiçleri araştırılmadan hazırlanan ek raporun bozma ilâmına uygun olmadığı, ayrıca taraflar arasında imzalanan ve taraflarca inkar edilmeyen 10/02/2012 tarihli geçici kabul tutanağı ile davalı iş sahibince ve davacının taşeronu dava Onur Peyzaj firması arasında imzalanan ve inkar edilmeyen peyzaj işine dair 22/08/2012 kesin kabul tutanağı da dikkate alınmadan, davacı namına davalı iş sahibince yaptırıldığı iddia olunan tüm eksik ve kusurlu işler bedelini davacı alacağından mahsup eden bilirkişi ek raporu doğrultusunda hüküm kurulması hatalı olmuştur.
    Açıklanan sebeplerle bozma sonrası aldırılan ve hükme esas teşkil eden 25.02.2020 tarihli bilirkişi ek raporuna itibar edilmesi doğru olmamış, uyulan bozma ilâmı gereklerinin yerine getirilmesi zorunlu olduğundan, bozma ilâmının gereği eksiksiz yerine getirilmek ve açıklanan hususlar göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılmak üzere kararın yeniden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 18.10.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi