5. Ceza Dairesi 2017/429 E. , 2017/5277 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mühür bozma suçundan sanıklar hakkında yapılan yargılama sonunda; ... 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2008 gün ve 2007/187 E. 2008/195 K. sayılı mahkumiyet kararının sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edildiği, Dairemizin 29/05/2012 gün, 2011/9569 E. 2012/5975 K. sayılı ilamı ile bozma yönündeki kararına karşı ... 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/12/2012 gün, 2012/1203 E. 2012/1541 K. sayılı kararı ile direnildiği, Yargıtay C.Başsavcılığının 14/01/2014 gün ve 2013/233823 sayılı tebliğnamesi ve Dairemizin 21/05/2014 gün ve 2014/2679 Esas, 2014/5585 sayılı tevdii kararı ile de dosyanın Ceza Genel Kuruluna gönderildiği, ancak Ceza Genel Kurulunun 14/12/2016 gün ve 2014/471 E. 2016/1781 K. sayılı kararı ile 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 36 ve 38. maddelerine göre direnme kararı yönünden öncelikle Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunan dosyanın gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür.
Bu itibarla, yerel mahkemece ilk hükümde yer almayan sanık ... hakkında aynı iş yerine ilişkin aynı suçtan farklı suç tarihli ... 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1261 Esas sayılı dava dosyasının yerel mahkemenin temyize konu dosyasında birleştirilerek sanıkların zincirleme şekilde gerçekleştirdikleri eylemlere dahil edilip değerlendirmeye katılarak hüküm kurulmuş olması, keza sanık ... hakkında yine aynı iş yerine ilişkin ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/272 Esas sayılı dosyasının bozma ilamımız doğrultusunda getirtilerek incelenmiş olması nedenleriyle mahkemenin son uygulamasının direnme kararı niteliğinde olmayıp, yeni hüküm
niteliğinde olduğu gözetilerek esasın incelenmesine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dosya içeriğine göre ... 16. Asliye Ceza Mahkemesine ait 2007/380 Esas sayılı dosya ile sanık ... hakkında aynı yerle ilgili daha önce de dava açıldığının, anlaşılması karşısında; sanık hakkında açılan bu dava dosyasının getirtilip, denetime imkan sağlamak için dosyanın aslının veya onaylı suretinin bu dosya arasına konulup, iddianame tarihine göre hukuki kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediği de belirlenerek, sonucuna göre mükerrer dava bulunup bulunmadığının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Zincirleme suçlarda iddianame tarihi itibariyle hukuki kesinti oluştuğu ve zincirleme eylemin sona erdiği, bundan önce işlenen eylemler arasında teselsül bulunabilir ise de, dava açıldıktan sonra işlenen suçların ayrı ve bağımsız suç niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği, suça konu olayda, sanık ... hakkında aynı iş yeri ile ilgili mühür bozma suçundan açılan ve yerel mahkemenin dosyası ile birleştirilmesine karar verilen ... 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1261 Esas sayılı dava dosyasının 28/05/2007 olan suç tarihinin hukuki kesintinin gerçekleştiği 24/03/2007 tarihli iddianameden sonra olduğu ve bağımsız ayrı bir suç oluşturduğu nazara alınmadan yanılgılı değerlendirmeyle zincirleme eylemlere dahil edilerek hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanık ..."in 6 adet, sanık ..."ın ise 7 adet mühür bozma eylemi bulunduğunun kabul edilmesine rağmen her iki sanık hakkında da aynı miktarda cezaya hükmedilmesi,
5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasının yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasının "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve deliller birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler gösterilmek suretiyle ilgili kanun maddesindeki cezanın alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının kullanılması gerekirken, olayın oluşumu ve cereyan tarzına uygun düşmeyecek şekilde ve sanıkların kişilikleri, sosyal durumları gibi yasal olmayan gerekçelerle alt sınırdan orantısız şekilde uzaklaşılarak sanıklara fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 11/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.