5. Ceza Dairesi 2013/9764 E. , 2015/12354 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 5 - 2012/275238
MAHKEMESİ : Çorum 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/09/2012
NUMARASI : 2010/530 Esas, 2012/655 Karar
SUÇ : Tefecilik, özel belgede sahtecilik
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Hazinenin, sanık K.. K.."a yüklenen özel belgede sahtecilik suçundan katılan sıfatını alabilecek surette doğrudan zarar görmesi mümkün olmadığı gibi, bu suç yönünden kamu davasına katılma kararı da verilmemesi nedeniyle temyiz hakkı bulunmadığından temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin katılan Hazine vekilinin sanık Nihat hakkında tefecilik suçundan verilen beraat hükmüne, sanık K.. K.."ın ise özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanığın adli sicil kaydındaki hükümlülüğün sahtecilik suçuna ilişkin olması nedeniyle suç tarihi itibariyle silinme koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla; mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını uygulamama gerekçesi yerinde görüldüğünden, tebliğnamede bu yöndeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık K.. K.. hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Katılan N.. H.."nun 28/09/2009 tarihli beyanında suçlamalara konu 25/03/2008 tarihli sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, ancak içeriğinin doğru olup sanık K.. K.. ile aralarındaki görüşmelerin yazıya dökülmüş hali olduğunu belirtmesi ve aşamalardaki beyanlarında da belge içeriğini doğrulaması karşısında; sanık K.. K.."ın eyleminin gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik niteliğinde olmasına rağmen hakkında TCK"nın 211. maddesi uygulanmayarak fazla ceza tayini, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 241. maddesinde tefecilik suçunun; “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,...” biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği,
Ayrıca, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği anda suçun işlendiği kabul edilmekle birlikte 5237 sayılı Yasanın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun maddede yazılı tipik hareketin kazanç karşılığında ödünç paranın borç alana verilmesiyle tamamlandığı, suçun tamamlanması için kazancın temin edilmiş olmasının şart olmadığı, hatta ödünç olarak alınan paranın vadesinde geri ödemesinin yapılmamış olmasının da suçun oluşması üzerinde bir etkisinin bulunmadığı, aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında bu miktar paranın karşılıksız verilmesinin de hayatın olağan akışına ve genel hayat tecrübelerine uygun düşmediği anlaşılmakla;
Katılan Kasım"ın aşamalardaki beyanları, bunu doğrulayan tanık anlatımları, borç ilişkisini ortaya koyan senet ve icra dosyası, sanık tarafından içeriği kabul edilen 28/06/2008 tarihli belge, sanığın da savunmasında daha önce tanımadığını belirttiği katılan ile aralarındaki borç alışverişini kabul edip faiz istemediğini ileri sürmesi karşısında, sanık N.. H.."nun katılana kazanç elde etmek amacıyla ödünç para verdiği ve yüklenen tefecilik suçunun bütün unsurlarıyla oluştuğu gözetilmeden dosya kapsamı, oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.