5. Ceza Dairesi 2014/11548 E. , 2018/9255 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Rüşvet vermeye teşebbüs, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Rüşvet vermeye teşebbüs suçundan mahkumiyet, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan beraat
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
UYAP üzerinden yapılan kontrolde ... vekilinin 17/12/2014 tarihli dilekçe ile vaki temyiz talebinden vazgeçtiği anlaşılmakla incelemenin mahkumiyet hükmü yönünden sanığın, beraat hükmü yönünden ise O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarıyla SINIRLI OLARAK YAPILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
A-)Rüşvet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı iptal Kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz sırasında nazara alınması mümkün bulunmuş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Rüşvet teklifine konu paranın, suçun işlenmesi için sağlanan maddi menfaat niteliğinde olması nedeniyle TCK"nın 55/1. maddesine göre müsaderesi yerine aynı Kanunun 54. maddesine göre müsaderesine karar verilmesi,
2-Adli sicil kaydında yer alan ve en ağır cezayı içeren Eyüp 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/25 Esas, 2007/771 Karar sayılı ilamı yerine infazda tereddüde neden olacak biçimde birden fazla ilamın tekerrüre esas alınması,
3-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 18/06/2013 gün ve 2013/8-54 Esas, 2013/307 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca aleyhe değiştirmeme ilkesi kapsamında değerlendirilemeyeceği de nazara alınarak, mükerrir olan sanık hakkında TCK"nın 58/6. maddesi uyarınca cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği halde, aynıYasanın 58/7. maddesi gereğince ayrıca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının kararda gösterilmemesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihetin yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki 3.270 TL paranın müsaderesine ilişkin bölümde yer alan "54" ibaresinin "55/1" şeklinde değiştirilmesi, (1) no"lu hüküm fıkrasının 4. paragrafının "Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve en ağır cezayı içeren Eyüp 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/05/2007 tarihli, 2003/25 Esas, 2007/771 Karar sayılı 3 yıl hapis cezasını içeren ilamı tekerrüre esas alınmak suretiyle sanığın cezasının TCK"nın 58/6-7. madde ve fıkraları uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve ayrıca hakkındaki hapis cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına," şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-)Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK"nın 268. maddesinde öngörülen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için, kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, bunun dışında resmi belgenin düzenlenmesinin gerektiği durumlarda resmi belgeyi düzenleme yetkisine sahip olan kamu görevlisine karşı başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin ise TCK"nın 206. maddesine uyan suçu oluşturacağı, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını gerektiren bir suç bulunmayan veya resmi bir belgenin düzenlenmesini de gerektirmeyen hallerde görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişinin eyleminin ise 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40. maddesinde tanımlanan kabahati oluşturacağı gözetildiğinde; görevli polis memurlarının kimlik sorgulaması yapmak üzere bir ticari takside yolculuk yapan sanıktan kimlik istediklerinde sanığın, aranması olması nedeniyle üzerinde taşıdığı ... adına düzenlenmiş sürücü belgesini ibraz etmesi şeklindeki eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40. maddesinde düzenlenen kabahat niteliğinde olduğu, sanık hakkında uygulanabilecek idari para cezasının miktarına göre de suç tarihi ile inceleme günü arasında 5326 sayılı Yasanın 20/2-c maddesinde öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleştiği ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5326 sayılı Kanunun 20. maddesi gereğince sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Adli emanetin 2011/30697 sırasında kayıtlı bulunan ehliyetin sahibine iadesine, 22/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.