Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/9975
Karar No: 2015/8809
Karar Tarihi: 26.03.2015

İrtikap - resmi belgede sahtecilik - görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/9975 Esas 2015/8809 Karar Sayılı İlamı

5. Ceza Dairesi         2014/9975 E.  ,  2015/8809 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 5 - 2014/340307
    MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 28/02/2013
    NUMARASI : 2012/246 Esas, 2013/64 Karar
    SUÇ : İrtikap, resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma

    İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
    Suçtan zarar gören Hazine vekilinin 19/09/2014 havale tarihli dilekçeyle sanıklar hakkında verilen hükümleri temyiz ettiği ve bu itibarla da, davaya katılma iradesinin bulunduğu anlaşılmakla 3628 sayılı Kanunun 17 ve devamı maddeleri ile CMK"nın 237/2. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Hazinenin irtikap suçuyla sınırlı olarak davaya katılma talebinin kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
    Görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasına ilişkin olarak mahallince her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre irtikap suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Sanıklar A.. C.. ve N.. G.."ün Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliğinde görevli polis memurları oldukları, sanıkların olay tarihinde mağdurlar D.. A.. ve F.. A.."ın işlettiği B.. Ü.. paket atölyesine gelerek kendilerini polis olarak tanıttıktan sonra iş yeri sahibi Duran"a yönelik olarak iş yerinde kaçak işçi çalıştırıldığına dair ihbar aldıklarını belirtip, iş yerini kontrol ederek yabancı uyruklu kaçak işçi çalıştırıldığını tespit ettikleri ve bunun üzerine "Üçünü ver götürelim, işlem yapalım, hepsi sana ağır gelir kaçak işçi başına 5800 TL cezası var" dedikleri, iş yeri sahibinin kabul etmemesi üzerine sanıkların "2.000 TL ver seni görmeyelim" dedikleri, mağdurun gerçekte anlaşmayı kabul etmemesine rağmen kabul etmiş gibi görünerek yanında o kadar para olmadığını, akşama kadar ayarlayabileceğini söylemesi üzerine randevulaşarak olay yerinden ayrıldıkları, aynı gün akşam saatinden sonra tekrar işyerine gelerek paranın ayarlanıp ayarlanmadığını sordukları, paranın hazır olmadığını anlamaları üzerine paranın Cumartesi gününe kadar hazırlanması gerektiğini söyleyerek iş yerinden ayrıldıkları, bunun üzerine mağdurun sanıkların polis olup olmadığı konusunda da şüpheye düşmesi nedeniyle olayı kızı olan Vahide"ye anlatması üzerine Vahide"nin de polis 155 ihbar hattını arayarak durumu bildirdiği, daha sonra da mağdurların kolluğa başvurdukları ve emniyet görevlilerinin de Cumhuriyet Savcısı ile bağlantı kurdukları ve şüphelilerin gelmesi halinde suç üstü yapılması konusunda talimat alarak iş yerinde konuşlandıkları ve olay günü saat 17.30 sıralarında her iki sanığın tekrar iş yerine geldiğinde yakalandıkları, çalışma izni olmayan yabancı uyruklu işçi çalıştıran mağdurların bu durumunu tespit etmeleri üzerine durumun yasal olarak daha ağır sonuçlar doğuracağı şeklinde haksız menfaat elde etmek amacıyla mağduru para vermeye zorlamaları şeklinde gerçekleşen eylemin irtikap suçunu oluşturduğu, sanıkların henüz parayı almadan yakalandıkları eylemin bu nedenle kalkışma aşamasında kaldığının kabulü gerektiğinden bahisle cezalandırılmalarına karar verilmiş ise de;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/03/2010 tarih ve 2009/5-167-2010/70 sayılı Kararında da açıklandığı üzere; icbar suretiyle irtikap suçunda mağdurun iradesini baskı altında tutmaya elverişli olmak koşuluyla, doğrudan doğruya veya dolaylı biçimde yapılan her türlü zorlayıcı hareketin icbar kavramına dahil olduğu, manevi cebirin, belli bir şiddete ulaşması, ciddi olması, mağdurun baskının etkisinden kolaylıkla kurtulma olanağının bulunmaması gerektiği, Mahkemece de kabul edilen somut olayın oluş şekline göre sanıkların öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere Yasanın öngördüğü anlamda icbar ve ikna boyutuna varan davranışlarının bulunmadığı, bu itibarla irtikap suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun 21. maddesi uyarınca sigortasız yabancı işçi çalıştırma fiilinin idari para cezası yaptırımını gerektirdiği, anılan Yasanın 20. maddesinde Kanun kapsamına giren yabancıların ve işverenlerin bu Kanundan doğan yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerinin Bakanlık iş müfettişleri ve Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişleri tarafından denetleneceğinin, Bakanlık bölge müdürünce, gönderilen tutanaklara ve denetim raporlarına göre bu Kanunda yer alan idari yaptırımların uygulanacağının ifade edildiği, anılan maddenin ikinci fıkrasında kolluk kuvvetlerinin kendi mevzuatları gereğince işyerlerinde yapacakları her türlü denetim, inceleme ve kontrol sırasında yabancı çalıştıran işverenler ile yabancıların bu Kanundan doğan yükümlülükleri yerine getirmediklerini tespit etmeleri halinde, durumun Bakanlığa bildirileceğinin belirtildiği, 5683 sayılı Yasanın 15. maddesi uyarınca Türkiye"de serbest olarak veya memur, müstahdem ve işçi sıfatıyla çalışacak yabancıların keyfiyeti işe başladıklarından itibaren en çok 15 gün zarfında ikamet ettikleri yerin polis veya jandarma karakoluna bizzat veya bilvasıta haber vermeye ve ikamet tezkerelerine kaydettirmeye mecbur oldukları, eylemin müeyyidesinin anılan Yasanın 24. maddesi uyarınca idari para cezasını gerektirdiği anlaşılmış olup; mağdurun işlettiği işyerinin niteliği gereği denetlemeye yetkili olmadıkları ve aynı zamanda açıklanan kanun hükümleri uyarınca idari yaptırım uygulama görevlerinin de bulunmadığı, ancak 09/05/2012 günlü tutanakta belirtildiği üzere izinsiz yabancı işçi çalıştırıldığı ihbarını alıp olay yerine gelen ve bu durumu tespit eden sanıkların 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu Ek 6. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "Yapılacak araştırma sonunda edinilen bilginin bir kabahate ilişkin olduğu hallerde, konu araştırılarak gerekli yasal işlem yapılır veya yapılması sağlanır." hükmü ve yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri çerçevesinde işlem yapmaları gerekirken bu işlemi yapmamak için para almaya kalkıştıkları böylece sübut bulan bu eylemlerinin yapılması gerekli bir işi yapmamaları için menfaat sağlamak niteliğinde olup rüşvet almaya teşebbüs suçunu oluşturduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK"nın 252/1, 35 ve 62. maddeleri ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren TCK"nın 252/1, 252/4 ve 62. maddeleri uygulanarak lehe Yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile irtikap suçuna teşebbüsten mahkumiyet kararları verilmesi,
    4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçu ile ilgili olarak yetkili merciden soruşturma izni alındıktan sonra dava açılması gerektiği gözetilmeden, genel hükümlere göre açılan davaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
    Kanuna aykırı, sanıklar ile müdafiin, katılan vekilinin ve O yer C.Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi